Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

23 Aralık 2010 Perşembe

Chicago Bulls: 87 - Washington Wizards: 80



76'ers karşısında alınan tarihi farklı galibiyet sonrası Bulls bu sene oldukça başarılı maçlar çıkardığı deplasmanda Wizards karşısına çıktı. Rashard Lewis'in ilk kez Wizards forması giydiği maçta Carlos Boozer ve Derrick Rose ikilisinin etkili oyunuyla kazanan Bulls oldu.

Maça bu sezon müthiş bir gelişme gösteren Nick Young ve eski bir Bull olan Kirk Hinrich ile etkili başlayan Wizards, özellikle Kaptan Kirk'ün dip çizgiye yaptığı penetrelerle Bulls savunmasının dengesini bozmayı başardı. Bulls Boozer ve Rose'un elinden bulduğu sayılarla maça tutunurken ilk çeyrek 33-29 Wizards üstünlüğü ile geçildi. İkinci çeyrekte kenar oyuncuları beş oyuncuları kadar üretken olamadı ve karşılıklı sayılarla 17-17 eşitlikle geçilen çeyrek sonucu ilk devreyi Wizards 50-46 önde kapattı.

Üçüncü çeyreğin başında Hinrich ve Blatche'nin elinden bulduğu sayılarla 6-2'lık seri yakalayan Wizards 56-48 öne fırladı. Maç 58-50 Wizards üstünlüğü ile giderken, Washington maç boyu yakaladığı en yüksek farkı yakalamıştı. Ancak sonrasında Bulls savunması işleri sıkışlaştırdı ve hücumda Rose ve Boozer sazı eline alarak 13-0'lık Bulls serisine liderlik ettiler ve Chicago 63-58 öne geçti. Üçüncü çeyrek skoru 27-20 Bulls lehine gerçekleşirken son çeyreğe de 73-70 Bulls önde girdi.

Son çeyrekte her iki takım da hücumda sıkıntı yaşarken Bulls savunması Wizards'ı adeta bunalttı. Bulls Washington'a 4 dakikadan fazla süre sayı attırmayarak 81-73 öne geçti. Gece boyunca hiç 3 sayı isabeti bulamayan Lewis bu bölümde de etkili olamadı. Bitime 6:57 kala aldığı 5 faulle oynamasına rağmen kenara gelmeyen Carlos Boozer son bölümde çok kritik 4 sayı buldu, 1'de kritik blok yaptı. Bulls savunmasının son çeyrekte Wizards'a izin verdiği 10 sayı, bu sezon Washington takımının bir çeyrekte bulduğu en düşük sayı oldu. Maçı 87-80 Bulls kazanırkan Carlos Boozer 30 sayı 10 rebound 7 asistle tamamlayarak Bulls forması altında en iyi performansına imza attı. Derrick Rose maçı 25 sayı 5 rebound 5 asist 3 blokla tamamlarken, Luol Deng 14 sayı 5 rebound ile mücadele etti. Bu üç oyuncu hariç hiç bir oyuncu 6 veya daha az sayı üretebildi. Wizards'da ise Nick Young 22 sayı, Kirk Hinrich 19 sayı 9 asist, Josh Howard ise kenardan gelerek 13 sayı yaptı.

Bu sonuçla Bulls 18. galibiyetini alırken, deplasmanda oynadığı 13 maçın 7'sini kazanmış oldu. Merkez grubunda Indiana Pacers'ın 5 galibiyet önünde lider durumda olan Chicago Bulls, 25 Aralık'ta New York karşısına çıkacak.

Son olarak kaçırıp da izlemeyenler için; Blake Griffin insanlık dışı işler yapmaya devam ediyor:

22 Aralık 2010 Çarşamba

Philadelphia 76'ers: 76 - Chicago Bulls: 121



Clippers karşısında alınan yenilgi sonrası Bulls kendi evinde başka bir genç takım olan 76'ers'ı ağırladığı maçı baştan sonra gösterdiği mükkemele yakın hücum performansı ile devirmeyi başardı.

Joakim Noah'ın uzun süreli yokluğunda Taj Gibson da bu maçta forma giyemeyince ilk beşte pivot pozisyonunda Tom Thibodeau tercihini tecrübeli oyuncu Kurt Thomas'dan yana kullandı. Sezon boyunca çok kısıtlı süreler alabilen, hatta bir çok maçta rotasyona dahi giremeyen Thomas ise koçunun güvenini kara çıkarmadı. Thomas maçı 12 sayı 8 rebound 5 blok ile tamamlarken Elton Brand'i müthiş savunarak oyuna girmesini engelleyen isim oldu. Tecrübeli pivot Derrick Rose ile oynadığı pick&roll oyunları sonrası orta mesafeden attığı şutlarda bulduğu isabetlerle 76'ers savunmasını cezalandırmayı başardı.

Bulls üçüncü çeyrekte yanlızca 11 76'ers sayısına izin verip farkı bir ara 51 sayıya kadar çıkarınca son çeyrekte yedeklerini ve hatta rotasyona giremeyen oyuncularını oynatma şansını da buldu. Gün geçtikçe taraflarların sevgilisi haline gelen Brain Scalabrine, bu sene yanlızca Rose'un forma giyemediği Denver maçında forma şansı bulabilen John III Lucas garbage time'da forma şansı bulan isimlerdi. Maç boyunca Bulls'un 28 hızlı hücum sayısı bulmasındaki en büyük etken olan Derrick Rose maçı 29:10 dakikada 22 sayı 12 asist 5 rebound ile tamamlarken Luol Deng 22 sayı, Carlos Boozer 16 sayı 11 rebound, C.J Watson 14 sayı, Kyle Korver ise 10 sayı ile oynadı. Baştan sona çok rahat götürdüğü maçta Bulls savunması boyalı alanda 76'ers'a yanlızca 26 sayı izni verirken, hücumda boyalı alandan 52 sayı bularak rakibini ikiye katlamayı başardı. Bulls maç boyunca yüzde 61'den daha düşük yüzdeli hücum etmezken üçüncü çeyrekte ise yüzde 79 isabet ile oynamayı başardı.

Milli basketbolcumuz Ömer Aşık ise en iyi maçlarından birini çıkardı dün gece. Maçı 20 dakika içinde 8 sayı 6 rebound 2 blok ile tamamlayan Ömer, sezonun en yüksek sayı rakamına ikinci kez çıkmayı başardı. Ömer Korver'la oynadığı pick oyununda topu pota altında smaçla bitirken, iki güzel post-up oyunu ile de hücumda da kaydettiği gelişmeyi göstermiş oldu. Özellikle hızlı ayak oyunları yapma konusundaki gelişimi ve hücumda pozisyon alma, top isteme konusunda özgüveninin artışı Ömer için işlerin yeniden yolunda gittiğinin göstergesi. Ömer çok eleştirildiği serbest atış çizgisinden de 3'de 2 atmayı başardı dün gece. Biraz düşük kaliteli de olsa Tony Battie gibi iyi bir savunmacının etrafında hızla dönerek yaptığı tek el smacın videosunu da şuradan izleyebilirsiniz:


21 Aralık 2010 Salı

L.A. Clippers: 100 - Chicago Bulls: 99



Joakim Noah'ın yokluğunda ilk maçına deplasmanda bu maça kadar sadece 1 galibiyet almış Clippers karşısında çıkan Bulls, uzatmaya götürme şansını yakaladığı maçı kaybetti, 7 maçlık galibiyet serisi de sona ermiş oldu.

Bölüm bölüm farklı bir tablo sergilense de genel itibari ile çok dengeli bir maç oldu. Reboundlarda, boyalı alan sayılarında iki taraf da üstünlük kurmayı başaramadı. Maçın başlarında Boozer'ı, daha sonra ise Derrick Rose'u hücumda oldukça etkili kullanan Bulls savunmada ise Blake Griffin ve Clippers guard'larını savunamadı. Son bölüme bir ara 12 sayı açılan farkla giren Clippers ise üst üste boş döndüğü hücumlar sonrası potasında gördüğü basketlerle maçı krize soktu.

Derrick Rose son bölümde hem attığı sayılar, hem de asistleri ile Bulls'u maça ortak etmeyi başardı. Durum 100-98 iken son saniyelerde yaptığı hücum ile faulü de almayı başardı. Bitime 0.8 saniye kala gelen bu faulle Bulls maçı uzatmaya götürme şansını yakaladı. Ancak yıldız oyuncu ikinci serbest atışında isabet bulamayınca Chicago maçı kaybetti. Koç Thibs'in erken kullandığı molalar sonrası son bölümde molasız kalması da maçın kaybedilmesini önemli bir etken oldu.

Derrick Rose 34 sayı 8 asist 6 rebound ile oynarken, Carlos Boozer 25 sayı 4 rebound, Luol Deng ise 17 sayı 8 rebound ile oynadı. Joakim Noah'ın yerine maça ilk 5'te başlayan Taj Gibson faul problemi nedeni ile sadece 9 dakika süre alabildiği maçı 3 sayı 2 rebound ile tamamladı. Kurt Thomas'ın 16 dakika içinde 6 faulle kenara gelmesi ise dikkat çekici başka bir istatistik oldu.

Milli oyuncumuz Ömer Aşık ise Noah'ın yokluğunda Gibson ve Boozer'ın da faul problemi ile boğuşması nedeni ile 22 dakika sahada kalmayı başardı. Ömer tamamı serbest atıştan gelen 3 sayı kaydetti 6 da rebound aldı. Özellikle savunmada iyi görüntü veren Ömer, Blake Griffin ile eşleştiği dakikalarda gösterdiği performans ile takdir topladı.

16 Aralık 2010 Perşembe

Joakim Noah Ameliyat Oluyor


Bir süredir sağ el başparmağındaki sakatlık ile oynayan Joakim Noah'ın ameliyat olacağı açıklandı. ABD saatine göre Perşembe sabahı gerçekleşecek ameliyat sonrası Fransız pivotun 8-10 hafta arası sahalardan uzak kalması bekleniyor. ABD saatine göre Perşembe günü saat 14:00'de Genel Menajer Gar Forman bir basın toplantısı düzenleyerek Noah'ın ameliyatı ile ilgili soruları cevaplayacak.

Bulls için oldukça kötü bir haber ancak bizim için ufak bir teselli imkanı var. Sezon başında Boozer'ın sakatlığı ile rotasyonda kendine iyi bir yer edinen Ömer'in Noah'ın yokluğunda dakikaları tekrar artacaktır. Noah'tan boşalacak ilk 5 koltuğuna Gibson'ın oturmasını bekliyorum ancak Noah'ın yokluğunda Ömer'in 20-25 dakikaya yakın süre almasını umuyorum. Boozer'ın dönüşü sonrası 4-5 dakikalara kadar düşen oyun sürelerinin artması hem son zamanlarda düşen moralini düzeltecektir, hem de Ömer için öğrenme sezonu olan çaylak sezonunda ekstra tecrübeler edinmesini sağlayacaktır.

Chicago Bulls: 110 - Toronto Raptors: 93



İndiana maçının son bölümlerinde bileğinin üzerine düşen Derrick Rose'un durumu maç öncesi kritikti. Ancak oynamak istediğini ısrarla belirten Rose atmaktan çok attırma odaklı bir oyunla yine takımın direksiyonundaydı ve Bulls galibiyet serisine devam etti.

Maç öncesi bir çok 5 oyuncusundan yoksun Toronto'da pota altındaki zaafın farkında olan Bulls ve Rose oyunu daha en başından Boozer üzerine yoğunlaştırarak işleri Raptors için zorlaştırdı. Pota altından toplam 62 sayı buldu Bulls. Rose çektiği acı nedenitle potaya pek bakmadığı maçta takım arkadaşlarını görmekten ise geri durmadı. Maçı yalnızca 6 sayı atmasına rağmen 11 asist ile tamamladı. Gecenin oyuncusu ise kariyerinde ilk kez maça ilk 5 başlayan Ed Davis'e kabuslar yaşatan Carlos Boozer oldu. Boozer  34 sayı 12 rebound 3 asist ile maçı tamamlarken tüm bu performansı 26 dakika süre alarak gerçekleştirmesi ise oldukça dikkat çekiciydi.

Eksikleri nedeni ile takım tarihinin en genç beşi ile maça başlamak zorunda kalan Raptors pota altına da, Rose'un asistlerine de çözüm bulamadı. Maça farklı giren Bulls farkı ilk çeyrek başında açtı. Genç oyuncularla sahada kalan Toronto'ya aradıkları güveni vermek istemeyen koç Thibs Derrick Rose'un üst üste Bayless'ın turnikelerini savunmayınca daha ilk çeyrekten iki erken mola aldı. Bu iki mola hem kendi oyuncularına bir mesajdı hem de Raptors oyuncularına işlerinin zor olacağına dair bir göstergeydi. Nitekim 23-18 geçilen ilk çeyrek sonrası ikinci çeyrekte Bulls hücumları adeta çoştu ve çeyreği boğalar 40-26 ile geçerek ilk yarıda 19 sayılık farkı yakalamış oldu.

Üçüncü çeyrekte de durum pek farklı olmadı. Toronto Boozer'ı pota altında savunmakta oldukça zorluk çekerken son çeyreğe Bulls 27 sayı farkla önde girdi. Son çeyreğe C.J. Watson, Brewer, Korver, Gibson ve Ömer beşi ile başlayan Chicago hücumda sıkıntı çekmeye başladı. Kaçan şutlar Bulls potasına hızlı hücum olarak dönmeye başlayınca koç Thibs önce Korver'ın yerine Deng'i oyuna aldı. Sonrasında ise Ömer'i kenara alarak Korver'ı 3 numaraya, Deng ve Gibson'ı da ön alana yerleştirdi. Deng'in 4 numara kayması sonucu 3 sayı çizgisinin gerisinde boş kalmasını iyi değerlendiren Bulls son bölümde Deng ve Korver'ın elinden bulduğu üçlüklerle farkı tekrar açtı ve maçı da 17 sayı farkla 110-93 kazanmayı başardı. Maçta Rose gibi sakatlığına rağmen 27 dakikaya yakın süre alan Joakim Noah 11 sayı 11 rebound ile maçı tamamlarken Kyle Korver 13 sayı 6 asist ile oynadı. Sudan asıllı kısa forvet Luol Deng bir kez daha yapması gerekenleri yaptı ve maçı da 19 sayı 4 rebound ile tamamladı.

Ömer Aşık 10 dakika süre aldığı maçı 2 sayı 1 rebound 1 blok ile tamamladı. Ömer'in turnikesi sonrası Bulls oyuncularının kenardan verdiği destek ise oyuncumuzun yüzünü güldüren nadir anlardan biri oldu.

12 Aralık 2010 Pazar

Minnesote Timberwolves: 82 - Chicago Bulls: 113



United Center'da bir gece önce Lakers'ı deviren Bulls, bu kez ağırladığı Timberwolves'a da acımadı ve oldukça rahat geçen bir maç sonucunda üst üste 5. galibiyetini almayı başardı.

Maça hücumda etkili başlayan Bulls 7-0'lık bir seri ile 9-4 öne geçti. Luol Deng'in orta mesafe şutları ile etkili olan Bulls ilk molaya da 5:51 kala 18-10 önde girdi. Beasly ile ayakta kalmaya çalışan Wolves özellikle hücumda sık sık Joakim Noah engeline takılırken, Derrick Rose son saniyede attığı üçlükle Bulls'un ilk çeyreği 27-18 önde kapamasını sağladı.

İkinci çeyreğe C.J. Watson, Brewer, Korver, Gibson ve Ömer beşi ile başlayan Bulls iyi savunmasını sürdürürken hücumda da çeyreğin başındaki tutukluğu üzerinden attı ve 14-2'lik seri ile bitime 7:20 kala 38-20 öne fırladı. Minnesota ekibinin yakaladığı 8-0'lık seriye 8-2'lik başka bir seri ile cevap veren Bulls çeyreğin bitimine 5:31 kala gidilen molaya 40-28 önde girdi ve devreyi de 58-37 önde kapatmayı başardı. 

Üçüncü çeyrekte hücumda biraz daha toparlanan Timberwolves defansta ise Bulls'u durdurmayı başaramadı. Derrick Rose'un üçlüğü sonrası gidilen molada skorboard'da 68-46 Bulls üstünlüğü görülüyordu. Deng, Bogans ve Rose üçlüsünün elinden bulduğu üçlüklerle savunmayı delen Bulls üçüncü çeyrek sonunda 87-65'lik skoru yakalamayı başardı.

Son çeyreğe yine Watson, Brewer, Korver, Gibson ve Ömer beşi ile başlayan Bulls ilk 5 oyuncularının tamamını dinlendirdiği çeyreği 26 sayı atıp 17 sayı yiyerek tamamlayınca maçı da 113-82 kazanmayı başardı. Chicago'da Derrick Rose yanlızca 30 dakika süre aldığı maçı 21 sayı 7 asist 3 rebound ile tamamlarken 6'da 5 üçlük isabeti bularak bu alanda göz doldurmaya devam etti. Loul Deng 19 sayı 4 rebound 3 asist, Carlos Boozer 17 sayı 7 rebound, Joakim Noah ise 9 sayı 10 rebound ile maçı tamamlarken kenardan gelen oyunculardan Taj Gibson 12 sayı 10 rebound, Kyle Korver ise 12 sayı yapmayı başardı. Bulls'un Türk oyuncusu Ömer Aşık ise 17 dakika süre aldığı maçı 3 sayı ve 7 rebound ile tamamladı. Ömer savunmada gösterdiği efor ve yaptığı güzel bir blok ile yine etkili bir görüntü çizerken, sıkıntı çektiği faul çizgisinden 4 atışından yanlızca 1 isabet bulabildi. Ömer'in son çeyrekte iki serbest atışı kaçırdığı bir pozisyonda United Center'ı dolduran bazı taraftarlarca yuhalanması ise dikkat çekici bir olaydı. 

Minnesota Timberwolves'da ise ayakta kalan tek isim 23 sayı 15 rebound ile Kevin Love olurken Michael Beasley 16 sayıda kaldı. Wolves'da bu iki isim harici çift haneli skor üretebilen oyuncu çıkmaması ise dikkat çeken başka bir nokta olurken, rebound'larda 53-36'lık Bulls üstünlüğü galibiyete dair önemli notlardan biri oldu.   

11 Aralık 2010 Cumartesi

L.A. Lakers: 84 - Chicago Bulls: 88



Bulls, Lakers ile yaptığı son 7 maçı kaybetmişti bu maç öncesi. Bu sezonun ilk buluşmasında Shannon Brown'ın kenardan gelip gösterdiği etkili oyun sayesinde kazanan Lakers olmuştu. Ancak United Center'da bu kez farklı bir tablo vardı.

Bu sezon artık bir gelenek halini aldığı üzere Bulls yine maça yavaş ve tutuk başladı. İlk çeyreği 22-12 geride kapattıktan sonra Bulls ikinci çeyrekte savunma direncini arttırdı. Lakers kenar oyuncularının hücumda Bulls savunması karşısında etkisiz kalması üzerine 13 sayı geriye düşmesine rağmen 19-3'lük bir seri yakaladı ve 24 sayı attığı ikinci çeyrekte yanlızca 10 Lakers sayısına izin vererek devreyi 36-32 önde kapattı.

Üçüncü çeyrekle birlikte ilk yarıda suskun kalan Kobe Bryant devreye girdi ancak Joakim Noah'ın hücumda hareketliliğini arttırması ve Boozer'ı post-up'da buluşturduğu toplarla Bulls'un oyunu genişletmeyi başarması ile üçüncü çeyrek skoru 30-26 Bulls lehine gerçekleşti. Bitime 3:30 kala 81-69 Bulls üstünlüğü vardı ancak son bölümde hücumda üst üste boş atışlarla dönen Bulls savunmada Lamar Odom, Bryant ve Fisher'ın sayılarına engel olamayınca farkın kapanmasına engel olamadı. Maçta son sözü söyleyen ise seyircilerin MVP tezahuratları ile onore ettiği Derrick Rose oldu. Maç boyunca çok etkili bir oyun sergileyen Rose en kritik bölümde yine sahneye çıktı ve bir turnike, bir de jump shot ile Bulls hücumlarının krize girdiği dakikalarda çok önemli 4 sayı atmayı başardı. Rose son çeyrek boyunca 22 Bulls sayısının 9'una imza atan isim olurken maçı da 29 sayı 9 asist 5 rebound ile tamamladı. Rose maç boyunca bu sene çok gelişme kaydettiği 3 sayı çizgisinin gerisinden de 3 isabet bulmayı başardı.

Bulls adına maçın bir diğer etkili ismi ise 10 sayı 11 rebound ile oynayan Carlos Boozer oldu. Joakim Noah'ın 9 sayı 9 rebound yaptığı gecede Luol Deng 14 sayıya, Kyle Korver ise 13 sayıya imza attı. Lakers'da ise Kobe Bryant 23 sayı 7 rebound 5 asist ile oynarken Pau Gasol 21, Lamar Odom ise 18 sayı atmayı başardı.

Bu sonuçla üst üste 4. maçından da galibiyetle ayrılan Bulls, bu sezon 22. maçında 14. galibiyetini almış oldu. Merkez grubunda liderliğini sürdürmeye devam eden takımda temsilcimiz Ömer Aşık ise 7:22 süre aldığı maçı 1 sayı 1 rebound ile tamamladı.

8 Aralık 2010 Çarşamba

Oklahoma City Thunder: 90 - Chicago Bulls: 99



Maçı izlemeyemediğim için yorum yapamayacağım. Geniş bir özeti izleme fırsatım oldu. Maçın tamamını izleyemediğim için çok üzüldüm çünkü özetten de anlaşıldığı üzere Bulls adına çok keyifli bir maç olmuş. Boozer'ın adaptasyonu konusunda koç Thibs haklı çıkmışa benziyor. Bu gece ise "must win" bir Cleveland maçı var.  

5 Aralık 2010 Pazar

Houston Rockets: 116 - Chicago Bulls: 119



Önce gecenin olayı ile başlayalım. Derrick Rose maçı uzatmaya götürmek için 3'lüğe ihtiyacı olan takımına bu muhteşem şut ile hayat verdi. Gecenin özeti ise şöyle:



Orlando ve Boston yenilgilerinden sonra Houston karşısına çıkan Bulls rahat götürdüğü maçı son çeyrekte önce krize soktu, ardından Derrick Rose'un hayat öpücüğü ile uzatmaya götürdüğü maçı kazanmayı başardı. Carlos Boozer Bulls forması altında en iyi performansını ortaya koyarken gecenin yıldızı ise hiç şüphesiz süperstar Derrick Rose oldu. Rose maçı 30 sayı 11 asist 7 rebound ve 5 top çalma ile tamamlarken toplamda da 4 üç sayı isabeti bulmayı başardı.

Üçüncü çeyreğin ortalarına kadar maçı rahat götüren Bulls'da Boozer üzerindeki tutukluğu oldukça atmış görünüyordu. Hücumda özellikle ikinci şans sayıları ile oyunu açmayı başaran Chicago üçüncü çeyreğin ortasından itibaren Houston hücumlarını durdukmakta sıkıntı yaşamaya başladı. Kyle Lowry'nin son çeyreğin son saniyesinde attığı üçlük ile farkın iki sayıya kadar düşmesinde Bulls'un yaptığı top kayıplarının da etkisi büyük oldu.

Son çeyrekte özellikle eski bir Bull olan Brad Miller'ın ve Kyle Lowry'nin etkili oyunları ile oyuna tututan Rockets maçın sonunda hücumları iyi oynayarak 4 sayı öne geçmeyi de başardı. Brad Miller'ın kendine yapılan bir faul sonrası serbest atışlardan birini kaçırması ile Bulls'a bir şans doğdu. Derrick Rose mola hakkı kalmayan takımda pota altından getirdiği topu ilk başta istediği gibi oynayamasa da Noah'la yaptıkları hızlı bir al ver sonrası baskı altında çok zor bir üç sayı şutunda isabet bularak maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Son şut öncesi iki hücumda pota altında sayı bulmayan başaran Carlos Boozer'ın da hakkını vermek gerek. Uzatma bölümünde Rose çok kritik bir üçlük buldu, bir pozisyonda ise 5 faulle oynayan Scola'nın üzerine giderek turnikeyi bıraktı ve Bulls kaybettiği iki maç sonrası kendi evinde kazanmayı başardı.

Bulls forması altında üçüncü maçına çıkan Carlos Boozer geceyi 25 sayı 9 rebound ile tamamlarken, Deng 15 sayı 4 rebound, Noah 13 sayı 12 rebound, Gibson ise 8 sayı 7 rebound ile maçı tamamladı. Ömer yalnızca 4 buçuk dakika süre aldığı maçta 2 sayı 1 rebound yaparken attığı 2 sayının ise bir jump-shot'tan gelmesi sonrası Bulls bench'inin yaşadığı sevinç görülmeye değerdi.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Chicago Bulls: 92 - Boston Celtics: 104



Orlando karşısında alınan yenilgiden sonra ligin en iyi takımlarından biri karşısında çıkan Bulls sahadan yine yenilgi ile ayrıldı.

Bu sezon adet olduğu üzere maça hem hücumda hem savunmada oldukça tutuk başlayan Bulls ilk çeyreği 31-19 geride kapattı. İkinci çeyrekte Boston maça başlayan oyuncularını dinlendirirken Bulls, Boozer'ı kenara alarak savunma sertliğini arttırdı ve maça tekrar ortak oldu. Orlando karşısında ilk kez Bulls forması giyen Boozer hücumda daha etkin gözükse de takımın oyunun her iki yanında da ritmini biraz bozmuşa benziyor. Nitekim Celtics 5 oyuncularını yeniden sahaya sürerek dengeyi bir kez daha kendi lehine çevirdiği maçta Bulls'un geri gelmesine izin vermedi ve maçı kazanmayı başardı. Bulls'un takım olarak 18 asist yaptığı maçta Rondo tek başına 19 asist yaparak galibiyetin mimarı oldu.

Maça dair aktarılabilecek daha bir çok rakam var ancak dikkat çekmek istediğim başka noktalar var. Boozer'ın dönüşü ile birlikte bu hafta arka arkaya doğunun en iyi takımlarından ikisi ile oynamak zorunda kalan Bulls'da koç Thibs bu süreci olabildiğince hızlı atlatmanın gayretinde. Özellikle takım savunması anlamında iki maçtır ciddi bir düşüş söz konusu. Ancak rakiplerin de hakkını yememek gerekiyor. Orlando bu sene takım savunmasını geliştiren takımlardan. Boston ise kimilerine göre şampiyonluk adayı bir takım. En önemlisi bu sene Rondo'nun da katılımı ile 4 All-Star ile sahada oldukları zaman savunulması çok zor bir takım haline geliyorlar. Henüz Boozer'ın tam olarak takıma adaptasyonu gerçekleşmeden bu iki maçın belirleyici olduğunu söylemek zor ancak deplasman turundaki sert ve inatçı oyunun iki maçtır sahada olmadığı da bir gerçek.

Bulls'un dış şut problemi bugün bir kez daha kendini göstedi. Luol Deng'in 4'de 3 üçlük isabeti ile oynaması dışında yanlızca 2 üç sayı isabeti bulabilen takım bir çok orta mesafe şutundan faydalanamadı. Bu anlamda Korver'ın ne kadar kritik bir rol oynadığından daha önce de bahsetmiştim. Korver oyundayken oynanan, pota altında yapılan perdelemelerden çıkıp, dip kenarlarda guard'ları topla buluşturan set Korver'a istediği pozisyonları yaratamıyor. Özellikle yardım savunmasında iyi olan takımlar buna kolaylıkla çözüm bulabiliyorlar. Nitekim dün gece de Korver 6 şutunda sadece 2 isabet bulabildi ve 4 sayıda kaldı. Celtics'in yanlızca 1 üç sayı isabeti bulduğu maçta Bulls'un özellikle pota altını bir türlü savunamayarak boyalı alanda 56 sayıya izin verirken, Bulls rebound'larda kabus yaşadığı Orlando maçı sonrası 34 rebound aldı, 44 Celtics rebound'ına da izin verdi. Garnett aldığı 17 rebound ile bu alanda en etkili isim oldu.

Sahada iki Türk oyuncunun yer aldığı maçta Semih Erden 7 sayı 4 rebound'lık performans sergilerken, Ömer ise 3 sayı 2 rebound yaptı. Semih zengin Celtics hücumlarının ve Rondo'nun avantajını yaşarken, Ömer yine çabuk ve gereksiz fauller yaptı. Sezon başında gösterdiği enerji seviyesi ne yazık ki gittikçe düşen Ömer'in özellikle savunmada gösterdiği gayreti ve enerjiyi tekrar sahaya yansıtması şart.

2 Aralık 2010 Perşembe

Orlando Magic: 107 - Chicago Bulls: 78



All-Star PF Carlos Boozer'ın ilk kez Bulls forması giydiği maçta Chicago ekibi rebound'larda tüm zamanların en kötü performansını sergileyince United Center'da Orlando Magic'e yenilmekten kurtulamadı.

Maç boyunca toplamda sadece 21 rebound alabilen Bulls ne savunmada, ne de hücumda bir türlü istediklerini yapamayınca bu kez geri gelmeyi başaramadı. 44 rebound ile rakibini ikiye katlayan Orlando'nun aldığı 14 hücum rebound'ı Bulls'un savunma rebound'ı sayısına eşit. Gecenin en ilginç istatistiğine ise Joakim Noah imza attı. Noah erken faul problemine girdiği maçta 25:26 süre almasına rağmen toplamda "0" (evet yanlış okumadınız, sıfır) rebound alabildi. 

Orlando Magic maç boyu hiç hızlı hücum sayısını bulamamasına rağmen maçın başından itibaren doğruları yapmakta ısrar eden taraf oldu. Boozer'ın dönmesi ile Bulls pota altı eski sertliğini kaybetti ve rakibine boyalı alan sayılarında 46-26'yla ezilmekten kurtulamadı. Bu büyük farkı yaratan en önemli oyuncu ise Brandon Bass oldu. Kenardan gelen Bass 29 dakika süre aldığı maçı 17 sayı 5 rebound ile tamamlarken galibiyette önemli rol oynadı. 

Sezon başından beri 3 sayı savunmasında sıkıntı çeken Bulls, Howard'ın etrafına yerleştirdiği şutörlerle NBA'in en iyi 3 sayı atan takımlarından biri olan Magic'in 10 üç sayı isabeti bulmasına da engel olamadı. Carlos Boozer ise gece boyunca hem hücumda, hem de savunmada tutuktu. Şüphesiz zamana ihtiyacı var. Ancak özellikle savunmada, daha da özellikle Lewis gibi esasen bir SF olmasına rağmen 4 numara oynayan bir oyuncuya karşı Gibson'ın nispeten hızlı ayaklarını aradı Bulls. Hücumda bir türlü ritim bulamayan takımda faul problemleri ile birlikte koç Thibs'in sık oyuncu değiştirmesi ve Orlando koçu Van Gundy'nin Bulls'un ritm bulur gibi olduğu her an oyuna müdehale etmesi de Bulls geri dönüşünü engelleyen faktörler arasında oldu. Jameer Nelson'ın çok iyi yönettiği Orlando hücumlarında Bulls savunması önce Carter, sonra Bass ve maç boyu da Lewis, Nelson ve Howard üçlüsüne bir türlü istediği baskıyı kuramayınca yenilgi kaçınılmaz oldu.

Ömer Aşık ise Boozer'ın geri döndüğü maçta Noah'ın erken faul problemine girmesiyle de 9 dakika süre almayı başardı. Boozer'ın dönüşü sonrası rotasyonda Gibson'ın sürelerini kısmak istemediğini belirten koç Thibs zaman zaman 4 numara oynayan Deng'in artık kenarda daha fazla dinlenme şansı bulabileceğini söyleyerek Ömer'in süresinden fazla kısmayacağının sinyalini vermiş oldu. Ömer maç boyunca sayı bulamazken, 3 rebound aldı, 3 de blok yaptı. Özellikle Gortat'la birebir kaldığı bir pozisyonda ona yaptığı blok görülmeye değerdi.

Bu gece Boston deplasmanında bu gecekinden belki de daha zorlu bir maça çıkacak Bulls. Ön alanda NBA'in en zengin takımı olan Boston Celtics maçı öncesi pota altının verdiği alarmı koç Thibs umarım doğru yorumlar. Özellikle maça ilk 5 başlayan Boozer'ın takıma adaptasyonunu biraz daha zamana yaymak daha doğru bir seçenek olabilir.

1 Aralık 2010 Çarşamba

Boozer'ın Dönüşü



Dün Bulls ile antrenmana çıkan Carlos Boozer durumuna göre bu gece Orlando karşısında ilk kez forma giyebilir. Olasılık düşük olsa da bu hafta olmasa bile gelecek hafta Boozer artık sahada olacak. Onun yokluğunda şu ana kadar beklentilerin üstüne çıkan takım onunla hangi seviyeye gelecek? Boozer takıma ne katabilir, takımdan ne götürebilir? Biraz bu soruları cevaplamaya çalışalım.

Cleveland'dan Utah'a gitmesi büyük olay olmuştu. O dönem takip edenler bilirler. Ancak Utah'da iki kez all-star olacak kadar performans sergilemeyi başararak üretken bir 4 numara olduğunu zaman içinde kanıtladı. Chicago için free agent pazarında öncelik Lebron olsa da, iç dış dengesini kurabilmek adına Boozer'ın alınmasını yanlış bir hareket olarak şu aşamada değerlendirmek imkansız. Sezon başında elini kırıp en az bi 15 maç takımı yanlız bırakacağı belli olunca Bulls o dönene kadar ki zorlu takvimi en az hasarla atlatma hedefindeydi. Takım beklentilerin üstüne çıktı, United Center'a gelen sirk yüzünden çıkmak zorunda kaldığı 7 maçlık deplasman turunu zorlu takımlara karşı alınan 4 maçlık galibiyet serisi ile kapatmayı başardı. Bu hafta Orlando ve Boston gibi doğunun en başarılı iki takımıyla ard arda oynayacak takım. Boozer bu hafta döner mi, dönse bile ne kadar süre alır, ne kadar verimli olur bilinmez ama Bulls için bu iki maç takımın doğudaki yerini görebilmek adına iyi bir gösterge olacaktır. Ancak asıl gösterge Boozer'ın dönüşü sonrası takıma katacakları. 

Şu ana kadar Bulls'un en büyük sıkıntısı hücumda Derrick Rose dışında güvenilir bir hücum silahının olmayışı oldu. Savunma anlamında takım zaten NBA'in en iyi takımlarından biri durumunda ancak bu savunma hücumda karşılığını almazsa sonuca dönüşmesi mümkün olmaz. Luol Deng ligin en iyi 10 SF'lerinden biri durumunda bu sene. Ancak o da kendi şutunu yaratma konusunda sıkıntı yaşayan bir oyuncu. Pota altında Noah post-up oyunu olmadan, turnikeleri ve hücum rebound'ı sonrası ya da aldığı paslarla boş kaldığı pozisyonlarda pota altında bitirerek skor bulabiliyor. Gibson ise orta mesafe şutları ile işi götürmeye çalışıyor. Boozer herşeyden önce bu takım güvenilir bir skorer ve post-up oyunu katacaktır. Günümüz basketbolunda iç dış dengesi en önemli unsur haline geldi ve üst seviyelerdeki tüm takımlar sadece bu dengeye sahip takımlar olabiliyor. Hücumda bu dengeyi kurmak adına Boozer çok önemli bir parça olacaktır.

Rose'un hücumdaki alternatifsizliği Bulls'un savunulmasını da  kolaylaştıran bir unsur. Onun dirve yollarını kapatmak adına rakip savunmalar bir engel duvarı oluşturmayı tercih ediyorlar. Nitekim Deng biraz standardın üzerinde üretim yaptığında, ikinci bir skorer olarak Korver ortaya çıktığında Bulls'u yenmek çok zor bir hale geliyor. Boozer bu aşamada hem Rose'un üzerindeki savunma yükünü rahatlatacaktır. Hem de post-up oyunu ile ona gelen ikili sıkıştırmalarda diğer oyunculara boş şut imkanı sağlayacaktır. Korver'ı bir kenara bırakırsak ligin en az 3 sayı isabeti bulan takımlarından biri Bulls. Boozer'ın dönüşü bu eksiğin kapanması için önemli olabilir. Rose çok güçlü ve çok atletik bir oyuncu. Ancak o da son dakikalarda maç boyunca sergilemek zorunda kaldığı yoğun enerji nedeni ile yıpranmış bir şekilde hücum etmek zorunda kalabiliyor. Boozer'ın hücumda kullanacağı toplar, Rose'un da hücumda biraz daha rahatlamasını, daha az enerji harcayarak özellikle son dakikalara ve hatta uzun vadede play-off'lara daha diri girmesini sağlayacaktır.

20 sayı 10 rebound ortalamaları olan bir oyuncunun takım dönmesi hücum anlamında tabii ki takımı ileriye götürecektir. Peki ya işin savunma tarafı? Koç Thibs ile Bulls'un bir süredir süregelen savunma takımı kimliği tavan yapmış durumda. Yıllarca asistan koçluk yaptıktan sonra Thibs ilk koçluk deneyiminde gayet iyi bir performans sergiliyor. Boozer'ın dönüşüyle birlikte özellikle hücumda zaman zaman çok tıkanan Bulls hücumlarının rahatlayacağı gibi Thibs'in de rahatlayacağı bir gerçek. Ancak işin savunma tarafında işler biraz daha zorlaşacak. Boozer'ın yokluğunda Taj Gibson ilk 5'e yerleşti. Gibson orta mesafe şutları ile bazı maçlarda süpriz skorer olarak çok katkı yaptı, rebound'larda Noah ile birlikte başarısı ile Bulls'un en iyi rebound alan takımlardan biri olmasını sağladı. Henüz ikinci senesi olmasına rağmen oldukça olgun bir oyun sergiledi ve Bulls'un Boozer'ın yokluğunda dahi bu kadar galibiyet alabilmesindeki katkısı büyük. Ancak onun en büyük katkısı işin savunma tarafında oldu. Gibson, Boozer'a göre çok daha iyi savunmacı. Ve savunma kimliği ön planda olan bir takım için bu çok değerli bir özellik. Tıpkı Ömer Aşık'ın NBA'da başka bir çok takımda bulamayacağı süreleri Bulls'un savunma kimliği sayesinde bulabilmesi gibi Gibson'da bu takımda Boozer'ın sürelerinden çalabilir. Burada en büyük zorluk koç Thibs'in olacaktır. Mevcut savunma sertliğini düşürmeden Boozer'ı takıma adapte etmek bu sezon için en büyük görevi olacak gibi gözüküyor. Bir süre sakatlıktan yeni gelmesi nedeni ile süreleri paylaşmaları çok sıkıntı yaratmayacak olsa da play-off'lar söz konusu olduğunda koç Thibs'in tercihleri Bulls başarısı adına çok belirleyici olacaktır.

Son olarak Boozer'ın dönüşünün Ömer'i nasıl etkileyeceğinden bahsedelim. Ömer şu ana kadar 15 maçta ortalama 13.2 dakika süre almayı başardı. Boozer'ın dönüşü ile birlikte uzun rotasyonuna çok önemli süre alması beklenen bir oyuncu daha girecek. Bu mutlaka Ömer'in süresini etkileyecektir. Özellikle yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı Gibson'ın sürelerini fazla kesmek istemeyeceğini düşündüğüm koç Thibs'in deplasman turunun sonlarına doğru hem moralinde, hem de performansında düşüş olduğunu gözlemlediğim Ömer'in sürelerini kısıtlamaktan çekinmeyeceğini düşünüyorum. Süresi kısıtlansa dahi Ömer'in rotasyonun tamamen dışında kalması ise pek olası gözükmüyor. Ömer'in tecrübe kazanması için Kurt Thomas'ı tamamen rotasyon dışında bırakan koç Thibs, Boozer sonrası da Ömer'e verebildiği kadar çok süre vermeye çalışacaktır. Ömer'in bu süreç içerisinde mutlaka hem fizik hem de mentalite olarak hazır durumda olması gerekiyor. Artık daha da azalacak altın değerinde süreler içerisinde verebileceğinin maksimumunu vermeli ve rotasyonda önemli bir parça olduğunu herkese göstermeli.