Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

22 Ocak 2011 Cumartesi

Haftanın Soruları



"Carlos Boozer sakatlıktan ne zaman dönecek? Sakatlığı ile ilgili son durum nedir?

Berk Hocaoğlu

Bu gece Cleveland maçı ile birlikte dönebilir. Koç Thibodeau onu tam olarak sağlıklı olmadığı müddetçe oynatmayacağını söyledi. Eğer antremana çıkarsa oynamaya da hazır demektir şeklinde bir açıklaması oldu. Cavs karşısında olmasa bile 24'ünde Bucks karşısında mutlaka sahada olacaktır.


"Şu anda Bulls iyi gidiyor.Sizce bu dönemde bir takas düşünülüyormu.Gerçi takas da ritmini bulmuş bir takımdan kim gönderilir bilemem ama,rose un yükünü hafifletcek skorer bir 2 numara nasıl olabilir.Tabi bu dönemde bulmak zor.Düşünceleriniz bizimle paylaşırmısınız"

Kaan Genç

Bulls'un 2 numara sıkıntısı artık herkesin malumu. Bir başka skorere ve dış şuta ihtiyacı olan takım için bir çok isim atıldı dedikodu kazanına. Tabii ki Bulls bir arayış içerisinde. Carmelo Anthony için ciddi girişimlerde de bulunuldu ancak Melo ve eşi Chicago'ya gelmek istemiyor, NYK'e gitmek istediğini de açıkça belirtti. O.J. Mayo ismi çokça konuşulan bir başka isim. Ancak temel sorun Bulls'un bir takas için gözden çıkarabileceği değerlerin ne olduğu. Takım sezon başında kimsenin tahmin etmediği bir galibiyet sayısını tutturdu üstelik bir kısmında Boozer, bir kısmında ise Noah yoktu. Takas için değer oluşturabilecek isimlerden Deng koç Thibs'in gözbebeği adeta. Thibodeau sürekli onu övüyor ve sisteminde ne kadar önemli bir yer tuttuğundan bahsediyor. Gibson henüz ikinci senesinde olmasına rağmen büyük gelişme kaydetti. Özellikle savunma kısmında yaptıkları ile Thibs'in çok önemli bir parçası haline gelmeyi başardı. Bulls gibi savunma merkezli bir takımda bu parçaları göndererek eklenecek bir oyuncu hücumda yapacağı katkıdan fazla savunma zaafı yaratabilir. Koç Thibs Boozer'ın savunma defolarını yamamaktan dahi rahatsızken ikinci bir savunma defosunu kesinlikle istemeyecektir. Ancak sezonun şu aşamasında sahanın iki tarafını da iyi oynayan bir oyuncu bulmak zor. O nedenle benim tahminim Bulls elindeki kadro ile gidebildiği yere kadar gidip, yaz sezonunda takımın defansif yönüne de katkı yapabilecek yüksek profilli bir iki numara için hamleler yapacaktır. James Johnson rotasyonun tamamen dışında kaldığı için belki onunla ufak bir takas olabilir ancak Gibson, Deng ve özellikle Noah'ın dahil olacağı bir takası pek mümkün görmüyorum. Yine de söz konusu NBA olunca herşeye hazırlıklı olmak lazım.

"Ömer Aşık Noah ve Boozer sakatken bile fazla süre alamıyor. Bunun sebebi nedir? Ömer sezon sonunda Fenerbahçe'ye dönebilir mi?"

Cemal Coşar

Sezon başlarken beklenti Ömer'in sezonun başlarında çok kısıtlı süre alıp sezonun ortalarına doğru rotasyonun bir parçası olmasıydı. Ancak özellikle işin savunma kısmında yaptığı katkı, yardım savunmasında Avrupa'dan gelen bilgileri koç Thibs'in ona hemen rotasyonda yer açmasını sağladı. Kurt Thomas Noah sakatlanıncaya kadar rotasyonda dahi değildi. 2009 draftının 1. tur 16. sıra seçimi James Johnson hala rotasyona girebilmiş değil. Atletik forvet kenarda otururken Ömer'in aldığı dakikaların ne kadar değerli olduğunu iyi anlamak lazım. Koç Thibs 10 kişilik rotasyonla oynamayı seviyor. Kafasındaki şablonu kolay kolay değiştirmiyor. Kazanan bir takım yarattığı için bu çok da sorun teşkil etmiyor. Ömer basketbola çok geç yaşta başladığı için hücum yönünde hala çok yetersiz. Potaya yakın aldığı topları eğer boşsa smaçlayabiliyor ama etrafında savunmacılar varsa faul almadığı müddetçe topu potaya gönderemiyor. Bazen atılan iyi pasları dahi yakalamakta zorluk çekiyor. Ancak şu bir gerçek ki Ömer çok iyi bir öğrenci. Çok çalışıyor ve gelişmek için de potansiyeli var. Amerikalılar'ın dediği gibi "Boyu öğretemezsin." Ömer uzun boyu ve uzun kolları ile artık NBA'de çok zor bulunan bir değer durumunda. Kısıtlı hücumuna rağmen Bulls gibi savunma merkezli bir takımda olması büyük şans. Böylelikle kendisi için çok değerli dakikaları alarak oyun tecrübesini geliştirebiliyor. Bu şekilde devam ettiği müddetçe ne Fenerbahçe'ye ne de Avrupa'ya geri dönmesi söz konusu değil. Çaylak bir oyuncu olduğu için NBA basketboluna uyum sağlaması zaman alacak, kendisine çalınan kolay fauller olacak. Önemli olan düzenli olarak rotasyonun bir parçası olması, çok çalışmaya devam etmesi ve gelişim için yeterli potansiyeli olması ki Ömer tüm bunlara sahip.

"All-Star seçimlerini siz yapıyor olsaydınız, Doğuda ve Batıda başlayacak oyuncuları kimleri seçerdiniz?"

Seyfi Ayardoğan

Seçim şansı bende olsaydı ilk 5 tercihlerim şu şekilde olurdu:

Doğu:

Derrick Rose
Dwyane Wade
Lebron James
Amar'e Stoudemire
Dwight Howard

Batı:

Chris Paul
Kobe Bryant
Kevin Durant
Blake Griffin
Nene

20 Ocak 2011 Perşembe

EM-Vİ-Pİ Derrick Rose


Sezonu ortaladığımız şu günlerde bir süredir süregelen bir soruya cevap bulmaya çalışalım: Sezon şu anda bitmiş olsaydı, MVP kim olurdu? Yazın MVP sorusuna "Why not me?" şeklinde cevap verdiğinde pek çokları ona gülmüştü, ancak Official Bulls hater Jeff Van Gundy dahi onun için adaylar arasında sayılmalı diyor.

MVP ödülü için kesin bir kriter yok. Ancak bir takım etkenler malum; Takımın iyi bir sezon geçirerek sezonu üst sıralarda tamamlaması, Oyuncunun üstün istatistikler yakalaması ve Oyuncunun takım içinde çok önemli bir parça olması. Tabii ki daha bir çok etken var ancak başlıca olanları böyle özetlenebilir. Bu açıdan bakıldığında zaten elimizde çok geniş bir oyuncu havuzu kalmıyor. Ancak geçmiş yıllarda genelde 2-3 oyuncu ödül için ön plana çıkarken bu sezon iş biraz daha karmaşık. Bunda ligin üst sıralarındaki takımların durumlarının etkisi büyük. 

Rose'un şansını değerlendirirken diğer oyuncuların neden olamayacağından yola çıkmak bir yöntem olabilir. Ligin en iyi dereceye sahip 4 takımı Doğuda Boston, Miami ve Batıda San Antonio ve Los Angeles aslında benzer durumda takımlar. Boston Rondo ve Shaq ile birlikte neredeyse 5 All-Star ile oynuyor. Takımın lideri Paul Pierce gibi görünse de istatistikleri MVP olmanın çok uzağında. MVP istatistikleri olarak çok önemli bulduğum PAR (Points, Assists, Rebounds) yani Sayı, Asist ve Rebound toplamında ortalamalarda 39. sırada. Boston için adı geçen Rondo da benzer şekilde PAR ortalamasında 30. sırada. Ayrıca Rondo'nun abartı asist ortalamasında Boston takımının değerli parçalarından aldığı destek malum. Benzer durum San Antonio için de geçerli. Duncan, Ginobili ve Parker üçlüsünün sağlıklı kalması ile müthiş bir sezon geçiriyor olsalar da üç oyuncu içerisinde birini çok fazla ön plana çıkarmak mümkün değil. Zaten enteresan bir şekilde PAR ortalamalarında Ginobili ve Parker 40 ve 41. sıralarda arka arkaya geliyorlar. Lakers'da ise MVP adayı olabilecek tek isim Kobe Bryant ancak o da standartlarının çok altında bir sezon geçiriyor. Bryant PAR ortalamalarında 11. sıraya kadar düşmüş durumda.

Geriye kalan takımlardan Miami ise durumu ilginç bir takım. Son iki sezonun MVP'si Lebron James PAR ortalamalarında birinci sırada. Takım da şu anda NBA'in en iyi 4. yüzdesine sahip durumda. Yani MVP olmayı hak etmiş görünüyor. Ancak bir problem var ki, o da: Dwyane Wade. Bir süre önce Lebron'un da belirttiği gibi Wade'in performansı Lebron'un MVP şansı önündeki en büyük engel. Takım normal sezonu en iyi derece ile bitirse bile her iki oyuncunun da birbirinden yardım aldığı gerekçesi ile MVP seçilmesi ihtimali düşük olacak. Gerçekten de Wade PAR sıralamasında 9. sırada. Kobe'nin listenin 11. sırasında olduğunu düşünürsek Miami'nin galibiyet sayısında Lebron kadar Wade'in de çok önemli katkı yaptığı bir gerçek. İki sezondur ödülü alıyor olması, git gide kötü adam figürü haline gelmesi de Lebron'un seçilme ihtimalini azaltıyor. Saha dışı faktörleri de göz ardı etmemek lazım.

Bu takımların dışında kalan Rose dışında akla gelen diğer isimler; Kevin Durant, Amar'e Stoudemire, Dwight Howard ve Dirk Nowitzki. Kevin Durant için Lebron için geçerli olanların benzeri geçerli zira Russell Westbrook bu sene büyük bir patlama yaptı. Durant PAR sıralamasında 6. Westbrook ise 8. OKC iyi bir dereceye sahip olsa da Durant takım içinde dahi liderliği Westbrook'a kaptırıyor gibi gözüküyor. Hatta bazı yazılarda Westbrook'un da adının MVP adayları arasında geçmesi her ikisinin de şansını çok çok azaltıyor. Zira Lebron'a Wade'den aldığı yardım gerekçesi ile ödülü vermeyip Durant ya da Westbrook'tan birine vermek tam bir akıl tutulması olacaktır. Amar'e Stoudemire PAR ortalamarında 4. sırada ancak Knicks'in durumu onun şansını çok azaltıyor. Takım yüzde 50 barajının biraz üzerindeyken MVP seçilme ihtimali oldukça düşük. Dwight Howard PAR ortalamalarında 7. sırada olsa da takım içerisinde aldığı sorumluluk olarak çok ön planda değilken tüm sezonun MVP'si olması çok zor. Nowitzki çok ciddi bir adaydı ancak hem sakatlığı ile çok maç kaçırdı, hem de PAR ortalamalarında 15. sırada yer bulacak kadar istatistik tutturabilmiş olması büyük handikap. 

Gelelim Rose'a. Öncelikle Rose PAR ortalamarında 5. sırada. Bir oyun kurucu için çok etkileyici istatistiklere sahip. 24.7 sayı, 8.0 asist, 4.7 rebound ortalamalarını tutturmuş durumda. 24+ sayı ve 8+ asist ortalamasına sahip tek oyuncu. Aynı şekilde sayıda ve asistlerde ilk 10'da yer alan tek oyuncu durumda. İstatistik kısmında yeterli seviyede olduğu ortada. Takım şu anda en iyi 5. galibiyet yüzdesine sahip (% 66,7). Ve takım içerisindeki etkisi diğer adayların çoğundan büyük. Sezonun başında Boozer'dan, Boozer geldikten kısa bir süre sonradan bu yana kadar da Noah'dan yoksun bir kadro ile mücadele etti. Boozer PAR ortalamalarında 17. sırada, Noah ise 35. Hem kendisinin, hem de takımın geçen sezondan bu yana gösterdiği gelişim de ayrıca bir etken. Bu sene dış şutunu geliştirmesi ile 3'lük tehtidini de repertuarına ekledi. Hız, ilk adım ve atletizm olarak zaten eşsiz bir durumda. Tüm bu istatistikleri bencil olmadan yakalamış olması ayrıca çok etkileyici. Rondo gibi her pası asiste dönmüyor, çok iyi pasları Bogans'ın, Brewer'ın ya da diğer Bulls oyuncularının elinde kaça şutlarla heba oluyor. Buna rağmen çok iyi bir takım arkadaşı. Son olarak hakemlerden hak ettiği saygıyı görmüyor ve çizgiye gelmesi gereken bir çok pozisyonda faul çıkmıyor. Kobe'ye çalınan fauller Rose için çalınsaydı sayı ortalaması rahatlıkla 30'ları geçebilirdi.

Bu sezon gerçekleşmese bile er ya da geç Rose bir sakatlık yaşamadığı müddetçe bu ünvana erişecektir, bundan şüphem yok. Eğer bu ödül onun kendini geliştirmesinde getirdiği doyum ile motivasyon kırıcı bir etken olacaksa zaten bu sezon almasın isterim. Çünkü Rose için "Limit Gökyüzü". Ve ben onun gelişimini izlemekten büyük keyif alıyorum. Onun daha da gelişerek Süperstar bir oyuncudan, başka bir Bulls efsanesi olmaya ilerleyişini izlemek için çok heyecanlanıyorum.

19 Ocak 2011 Çarşamba

Bize Sorun!


Bulls ile ilgili ya da ilgisiz, aklınıza takılan soruları bize sorun, cevaplarınızı post olarak yayınlayalım! Sorularınız için İletişim sayfasını kullanabilir, ya da bu linki kullanabilirsiniz.

9 Ocak 2011 Pazar

Soru & Cevap: İki Yüzlü Bulls



S: NBA'in bu sezon belki de en kötü kadrolarından birine sahip New Jersey Nets'e ve ardından %40'lık galibiyet yüzdesine sahip 76'ers'a yenilen Bulls, doğunun ve hatta NBA'in en iyi takımlarından biri olan Boston'ı yenmesi nasıl açıklanabilir?

C: Sanırım ilk akla gelen şey motivasyon. Evet motivasyon gerçekten böylesi maçlar için önemli. Bulls ve Celtics arasında bir süredir süregelen ve iki sene önce play-off eşleşmeleri ile ateşi doruğa çıkan bir çekişme söz konusu. Bu maça kadar oynanan iki maçı da Boston kazandı ve Bulls Boozer dönüşü yakaldığı galibiyet serisinde Lakers'ı yenerek önemli bir mesaj vermişti. Ancak daha önemli mesajı verme şansı, United Center'da oynanacak Boston maçı ile geldi ve bu fırsatı kaçırmak istemedi takım. Aslında son 5 günde 4. maçını yapan bir takım için (2'si deplasmanda) böyle bir seri normal karşılanabilir. Nets maçında olmasa da 76'ers karşısında oyuncular ister istemez motive olmakta zorlanmıştır ve hatta enerjilerini sonuna kadar kullanmaktan çekinmişlerdir. Bulls için 76'ers'ı yenip Boston'a kaybetmekle, 76'ers'a yenilip Boston'a kaybetmek arasında psikolojik açıdan büyük fark var. Ancak motivasyon kadar maç içinde yaşananlar da etkili oldu. Boston'ın da gününde olmadığını kabul etmek lazım.

S: Kaybedilen iki maç ile bu maçı karşılaştırdığımız zaman, Bulls neyi farklı yaptı?

C: Üçüncü çeyrek skorları farkı yarattı. Nets ve 76'ers maçlarında üçüncü çeyrek skoru 32-18 rakip takım lehine. Başabaş giden maçlarda Bulls bir çeyrekte bir anda 14 sayı fark yiyip son çeyrekte geri gelmeye çalıştı ve her ikisinde de başaramadı. Takım her ne kadar bu şekilde bu sezon çok maç kazanmış olsa da biraz da akılların Boston maçında olması nedeniyle bu maçlarda sonunu getirmeyi başaramadılar. Bulls gibi savunma ile yaşayan bir takım için bir çeyrekte 32 sayı izin verip, 14 fark yemek işleri bir hayli zorlaştırır. Benzer şekilde Boston maçında da üçüncü çeyreğin ilk bölümünde ilk yarıda oluşan fark eriyip Boston öne geçiyordu ancak Bulls savunması bu kez daha toplu ve daha konstantreydi. Nitekim 22-21 Boston lehine biten üçüncü çeyrek sonrası tüm sezon son çeyrekleri çok iyi oynayan Bulls, bu çeyreği 23-15 önde kapatarak maçı kazanmayı başardı.

S: Sahanın en iyi performansını Derrick Rose gösterdi. Rose için Rondo ve Robinson eşleşmelerini iyi değerlendirdi diyebilir miyiz?

C: Robinson için evet ama Rondo için bunu söylemek haksızlık oldu. Rondo NBA'in iyi dış savunmacılarından. Özellikle top çalma konusunda gerçekten efektif bir oyuncu. Ancak Rose bu maçta oldukça iyi bir strateji izleyerek maça agresif başladı ve sürekli drive'larla pota altını zorladı. Bu sayede hem sürekli faul çizgisine gelmeyi başardı hem de her iki O'Neal'ı faul problemine sokarak Boston pota altında rotasyon dengesini bozmayı başardı. Rose maç boyunca 19 kez faul çizgisine gelip 15 isabet buldu. Boston'ın takım olarak çizgiye 22 kez gelmeyi başarabildiğini göz önüne alırsak bunun ne kadar önemli olduğunu daha rahat anlayabiliriz. Rose ayrıca topu paylaşmayı seven ve hatta bazen atması gereken pozisyonlarda bile pası düşünen bir oyuncu ancak böyle maçlarda skor anlamında mutlaka ekstra katkı yapmasının farkındaydı ve neticede oyunu hiç zorlamadan 36 sayı atmayı başardı. Öyle ki Boston savunması karşısında ilk dakikalarda hücum opsiyonu bulmakta zorlanan takımda hemen sorumluluk alıp 10-0'lık Bulls serisi öncesi takımı oyunda tutması maçın en kritik performansıydı benim için.

S: Carlos Boozer'ın takıma katılması ile birlikte büyük maç kazanamayan Bulls artık bu sorunu atlattı diyebilir miyiz?

C: Kısmen evet. Boozer Bulls için çok önemli bir parçayı oluşturuyor ancak zaman zaman savunmada direnci düşüren faktör de olabiliyor. Noah varken onun enerjisi ile bu açık bu kadar sorun olmuyordu ancak özellikle Gibson gününde değilse Bulls pota altı sertliğini yitirebiliyor. Bunun da en büyük sorumlusu Boozer. Ancak şu bir gerçek ki Bulls hücumları Boozer ile birlikte müthiş bir rahatlama yaşadı. Maç başına 20 sayı 10 rebound'lık katkının ötesinde Rose'un üstünden baskıyı azalttı ve diğer oyuncular için de boş alan yaratmaya başardı. Dün gece Glen Davis'e kariyerinin en zorlu gecelerinden birini yaşattı. Boston'ın bir çeyrek boyunca ona çözüm bulamamış olması ne kadar önemli bir oyuncu olduğunun göstergesi. Noah'ın da takıma dönmesi ve ritmini bulması sonrası Bulls hali hazırda en iyi 4. takımı durumunda olduğu Doğu'da başka bir seviyeye adım atabilir. Ancak şurası bir gerçek ki kazanılmış iki önemli maç olan Lakers ve Boston takımları normal sezonu ağırdan alan ve gerçek performanslarını play-off'lara saklayan takımlar.  Normal sezon performanslarını play-off'lara taşıması durumunda Orlando ve Miami de Bulls için çok zorlu rakipler olacaklar. Dolayısıyla Noah'ın takıma katılmasından da öte Bulls'un her maça çok konsantre ve çok iyi hazırlanmış bir şekilde çıkması şart.

S: Luol Deng bu sezon Rose ve Boozer'dan sonra skora en çok katkı yapan oyuncu durumunda. Dün gece 9 sayıda kalmasına rağmen Bulls kazanmayı başardı. Deng için neler söyleyebiliriz?

C: Deng takımın yanlızca üçüncü hücum opsiyonu değil aynı zaman müthiş bir savunmacı, iyi bir rebound'cı. Bir çok işi çok iyi bir şekilde bir arada yapabilen ve değerini bulamamış bir oyuncu. Bana göre ligin en iyi 10 kısa forvetinden biri. Dün gece özellikle şut performansında sıkıntı yaşadı ancak Deng'in tutukluğuna rağmen Brewer'ın öncelikle savunmada olmakla üzere gösterdiği performans Deng'in açıklarını kapatmasını sağladı. Daha önce onun bir şekilde bu takımın gerçek 2 numarası olduğunu söylemiştik. Sezon ilerledikçe yükselen performansı dün gece bu sezonun en iyilerinden biriydi. 10 sayı 6 rebound 2 asist 2 top çalma. Bu rakamlar yaptıklarını anlatmaya yetmiyor. Özellikle savunmada getirdiği enerji ile birlikte o sahadayken Bulls müthiş seriler yakaladı. Ayrıca son bir kaç maçtır savunma olarak Bogans'ı dahi geride bıraktı. Nitekim +/- istatistiğine baktığınız zaman Brewer sahadayken Bulls 25 sayı fark atmış ki, bu çok önemli bir rakam ve çok önemli bir fark.

S: Son olarak 15 Ocak'ta Miami maçı var, Bulls'u bu maça kadar neler bekliyor?

C: United Center'da bir Detroit maçı ve sonrasında iki maçlık deplasman turu ( Charlotte ve Indiana). 3 maçın ikisi Bulls'un grubu olan Merkez Grubu'ndan. Üç maç da kazanılması gereken maç. Artık Boston galibiyetinin verdiği özgüven ile Bulls bu üç maçı kazanıp, 15'inde Miami ile büyük bir maç yapmaya daha hazır hale gelmeli. Miami maçı da United Center'da ve bu önemli bir şans. Ancak Miami normal sezon maçlarını Boston gibi hafife alan bir takım değil. Onların halen ispatlamaları gereken çok şey var ve Bulls maçı da Bulls için olduğu kadar onlar için de önemli bir diğer mesaj maçı. Bu tarz maçlarda bireysel performanslar önemli hale gelebiliyor. Nitekim Rose'un gösterdiği ekstra performans dün gece Bulls'a nasıl yardım ettiyse bu maçta da Lebron'un ve Wade'in ekstra performans katkı yapmasını bekliyorum. Miami savunmada da iyi bir performans ortaya koymaya başladı ancak maçın kilidi Bulls savunması ve Miami'nin o savunma karşısında izleyeceği strateji olacaktır. Sanırım Miami maçı öncesi daha ayrıntılı bir şekilde bir analiz yapmak daha iyi bir seçenek olacaktır. 

6 Ocak 2011 Perşembe

Tartışılan Adam: Keith Bogans


Bir süredir Bulls için en çok tartışılan adam Keith Bogans. Rotasyona girmesi soru işareti olacak gibi düşünülürken Bulls beşine yerleşen ve yerinden de pek edilecek gibi görünmeyen Bogans'ın beklenenin aksine Koç Thibs tarafından ilk 5 başlatılmasının arkasındaki nedenleri anlamaya çalışalım.

Yaz sezonunda J.J. Redick'e teklif götüren Bulls, Magic'in bu teklifi karşılaması sonucu Brewer'a yönelmek zorunda kaldı. Geçen sezon 3 sayı çizgisinin gerisinden nadiren isabet bulabilen bir takım için Korver eklentisi yeterli olmayacak gibi görünüyordu ve Brewer seçimi bu açıdan oldukça eleştri aldı. Nitekim 3 sayı çizgisinin gerisinden potaya bakmayan Brewer garip orta mesafe şutunda zorlanıp eski atletizmine de ulaşamayınca Bogans sezona 5 başladı. Beklenti geçirdiği sakatlığı atlatması ile Brewer'ın 5'e yerleşmesi ve Bogans'ın onu yedeklemesiydi. Ancak 33 maç geride kalmasına rağmen henüz Bogans ilk 5'teki yerini kaybetmiş değil. Birçoklarına göre kadroda dahi olması istenmeyen bir adam nasıl oluyor da Bulls gibi 23-10'luk dereceye sahip bir takımda ilk 5 oyuncusu olabiliyor?

Öncelikle ilk 5 oyuncusu kavramından tam olarak ne anladığınıza göre verilecek yanıt değişecektir. İlk 5'i en iyi 5 oyuncu, en çok süre alan 5 oyuncu, işler kötü giderken sahada tutacağın 5 oyuncu olarak düşünürsek Bogans zaten 5 oyuncusu durumunda değil. Maç başında ortalama 18.2 dakika süre alan Bogans'ı yedekleyen Brewer 22.2 dakika süre alıyor. Üstelik bu süre Brewer takıma adapte olup performansını arttırdığından beri artıyor. Koç Thibodeau kritik sürelerde sahada 2 numara için (alternatif bir arayışta olmadığı sürece) Brewer'ı tercih ediyor.  Nadiren Rose ve C.J. Watson aynı anda sahada olursa Watson, uzun beşle oynamayı tercih ettiğinde ise Korver 2 numara için Thibs'in diğer tercihleri ancak asıl dakikaları paylaşan temel iki oyuncudan Brewer sahada daha uzun süre kalan ve daha önemli dakikalarda kalan isim olarak 5 oyuncusu olarak değerlendirilebilir. Brewer gününde değilse ya da Korver kendini iyi hissediyorsa Korver'ı da Deng ile birlikte iki yanda tercih ediyor Thibodeau.

Bu durumda Brewer'ın neden maça 5 başlamadığı sorusu akla gelir ki, cevabı Bulls rotasyonunda ve Koç Thibs'in oyun anlayışında saklı. Öncelikle defansif bir oyun anlayışını benimsemiş bir koç için Bogans gibi az şut kullanan, az hata yapan ve iyi savunma yapan bir oyuncu çok değerli olabilir. Nitekim Bulls için öncelik iyi hücum etmekten ziyade iyi savunma yapmak. Takım önceliği savunma iken savunma ağırlıklı olan 2 numaranın maça başlaması çok süpriz olmamalı. Öte yandan Bogans ilk 5'teki yerini Brewer'a bırakırsa Watson, Korver, Gibson ve Ömer'li 5 ile sahada olmak durumunda ki, bu durumda zaman zaman hücumda yaratıcı olmakta sıkıntı çeken Bulls kenarı hücum olarak iyice zayıflayacaktır. Rose, Boozer ve Deng takımın en skorer 3 ismi olmakla beraber skor yükünü çeken üçlü durumundayken, bu üçlünün yanında Brewer için kullanacak az top kalacaktır ve etkinliğini çok düşürecektir. Oysa bu üçlü ile birlikte Noah'ın da sakatlanana kadar önemli bir skor katkısı yaptığını göz önüne alırsak savunma işlerini yapacak Bogans'ın sahada kalması hücumda top paylaşımını kolaylaştıracağı gibi savunma direncini de daha yukarı çıkarıcaktır. 

Şu bir gerçek ki Bulls için işler oldukça iyi giderken Koç Thibodeau'nun bir değişiklik yapması pek olası gözükmüyor. Çaylak bir koç için yakalanmış galibiyet serisi sırasında köklü değişiklikler yapmak zordur. Nitekim Bulls'un durumuna bakıldığında Thibs haklı çıkmış gözüküyor. Takım 33 maçta 10 yenilgi aldı ve bunlar da Boozer'sız kaybedilen açılış maçı OKC,  New York maçları, son saniyede kaybedilen Denver maçı, son saniyede kaçan serbest atışla kaybedilen Clippers maçı, Boozer'sız kaybedilen Lakers maçı ve yeni dönmüş Boozer ile kaybedilen Orlando, Boston (x2, biri Boozer'sız) ve yine Boozer'sız San Antonio maçları. Lakers, Boston, Magic ve Boston gibi takımların ligin en iyi kadrolarına sahip olduğunu göz önüne alırsak bu oldukça göz kamaştırıcı bir galibiyet yüzdesi. Joakim Noah'ın Boozer dönüşü sonrası sadece bir kaç maç onunla beraber oynama şansı elde ettiğini de unutmamak lazım. Noah'ın kadroya tekrar katılıp ritmini bulması sonrası Bulls'un çok daha korkutucu bir takım haline alacağı su götürmez bir gerçek. Hal böyleyken Thibodeau'nun seçimlerini fazlaca eleştirmek insafsızlık olacaktır.

Bir diğer alternatif gibi görünen C.J. Watson olasılığı ise çok daha riskli ve mantıksız bir seçim olacaktır. Herşeyden önce Watson skorer bir oyuncu olmasına rağmen gerçek bir 2 numara değil. Özellikle size'lı 2 numaraları savunması mümkün olmayacaktır. Ayrıca Watson'ın 2 numara olarak 5 çıkması durumunda Rose'u kimin yedekleyeceği kocaman bir soru işareti haline gelecektir. Rose gibi bir guard'a sahipken ikinci bir guard olarak Watson'ı sahada tutmak belirli amaçlar için sadece kısa süreler denenebilecek bir tercih olabilir ki şimdiye kadar olan da bu oldu. Korver'ın 2 numarada ilk 5 başlaması ise bir seçenek dahi değil zira bu durumda Luol Deng'in yedeğinin kim olacağı soru işareti olacağı gibi perdelerden çıkıp şut atabilen önemli bir skorer silahın 5 oyuncuları ile çok az top almasına ve kenar üretimine balta vurulmasına neden olacaktır. Boozer, Rose, Deng gibi öncelikli seçenekeler dururken Kover için perde oyunları oynanması oldukça düşük ihtimal olacağından bu Korver'ın da tamamen etkisiz kalmasına ve verimsiz hale gelmesine neden olacaktır.

Kazanan her zaman haklıdır ve Koç Thibs kazanan takımda değişiklik yapmak istemeyecektir. Ancak Bulls sevenlerin Bogans tercihini eleştirmeye devam edeceğine de şüphe yok.