Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Denizleri Aş Da Gel Kurbanın Olam


Yaşı tutanlar İzel'in o süper şarkısını hatırlar. Çelik'in henüz dongi dongi diyerek aşk felsefesini yeniden tanımlama ihtiyacı duymadığı ve doğru düzgün şarkı sözleri yazabildiği dönemlerden kalma bu şahane şarkının nakaratını bir çok Avrupalı basketbolsever bu aralar NBA oyuncuları için mırıldanıyor olabilir.

NBA lokavtı basketbol dünyasında sadece Amerika basketbolunu değil Avrupa ve hatta Çin, İsrail gibi diğer denizaşırı ülkeleri de yakından ilgilendiren bir hal aldı. 1999 lokavtının aksine dünya artık daha yuvarlak. Oyuncuların öylece lokavtın sonunu beklememek için 12 yıl öncesine göre daha çok nedeni var ve en önemlisi bu kez lokavt çok daha uzun sürecek görünüyor.

Deron Williams'ın daha bu sabah Beşiktaş ile anlaştığını twitter hesabından duyurmasının ardından ilk büyük ateş yakılmış oldu. Her ne kadar "temiz kağıdı" nedeni ile henüz bu transfer tamamen resmileşmemiş olsa da David Stern'in oyuncuların lokavt boyunca istediklerini yapmakta özgür olduklarını belirten açıklamaları sonrası çok büyük bir süpriz olmazsa D-Will'in gelişine artık kesin gözüyle bakabiliriz. Deron Williams diğer oyuncuları da bu konu yüreklendirecek tek faktör değil. Oyuncular birliği özellikle büyük yıldızların denizaşırı ülkere gitmesini istiyor. Takım sahiplerinin oyuncuları ekonomik zorluk içinde bırakma kozunun böylelikle işe yaramaz hale geleceğini düşünen oyuncular birliği, pazarlık gücünü kaybetmemek adına oyuncuları bu konuda teşvik etse de her iki taraf için işleri zorlaştıran bazı etmenler de yok değil.

Oyuncuların hayatlarını devam ettirmeleri için basketbol oynamaları şart. Her ne kadar başka işlerle de uğraşıyor olsalar da işlettikleri fabrikalarının hammaddesi basketbol. Özellikle spor ürünleri ve diğer markalarla yapılan sponsorluk anlaşmaları doğrudan oyuncunun basketbolla gelen popülerliği ve sevilirliği ile alakalı. Dolasıyla NBA'de olmasa bile bir yerlerde kendilerini var eden sporu icra etmeye devam etmek zorundalar. Ayrıca lokavt sonra erdiğinde formda kalmak, maç eksiği yaşamamak adına mücadeleci liglerde basketbol oynamak da çok önemli. Özellikle ligin uzun bir süre oynanmama ihtimali arttıkça bu endişe ile bir yerlerde basketbol oynamaya devam etme isteği oyuncularda belirgin şekilde artacaktır.

İşte tam da bu noktada oyuncuları bekleyen başka problemler ortaya çıkıyor. Öncelikle bu kadar çok NBA oyuncusunun mücadeleci liglerde basketbol oynaması sayısal anlamda imkansız. Söz konusu mücadeleci lig olduğu zaman NBA'den sonra gelen en önemli organizasyon sayılabilecek Euroleague üyesi takımlar bir kaç aylık bir maceraya dönüşebilecek bir hamle yapmayacak kadar planlı ve organizasyonel çalışıyorlar. Avrupa basketbolunun temelinde yer alan sistemli ve planlı olma durumu daha takım kurma safhasında geçerli olduğu için sadece ismi ya da markası için bir oyuncunun takıma dahil edilmesi gibi popülist hamleler Euroleague takımları için tercih edilebilir değil. Üstelik bir çok NBA oyuncusu NBA basketbolunun dinamikleri içerisinde mevcut değerlerine ulaşabiliyorlar ancak Avrupa basketbolu söz konusu olduğunda farklı değerler öne çıkabiliyor. Sistemin parçası olmayı başarmak, takım oyununun öncelikli olması, yardım savunması gibi bireyselliği geri planda tutan bir çok olgu NBA oyuncularının parıltılarının azalmasına neden olacaktır. Uluslararası turnuvalarda son yıllarda yaşanan hayal kırıklıkları sonrası artık USA Basketball dahi takım kurarken uluslararası basketbolun dinamiklerini göz önünde tutmaya başladı. Özellikle Euroleague takımları en az bir sezon takıma katılacağını garanti eden Avrupalı NBA oyuncularına ilgi gösterebilir. Avrupa kökenli oyuncuların hem uluslarası basketbol tecrübesi hem de uyum sorununu Amerikalı oyunculara göre çok daha çabuk atlatabilir olmaları tercih sebebi. Ancak büyük yıldızların Euroleague takımlarında yer bulmaları pek olası değil. Bir anda takım dengesini alt üst edecek olmaları bir yana, bir kaç ay sonra lokavt sona erdiğinde NBA'e dönmek isteyeceklerdir. D-Will örneğinde olduğu gibi sözleşmelerine mutlaka lokavt döndüğünde NBA'e dönebilir şeklinde bir madde ekletmek isteyeceklerdir. Ayrıca maddi açıdan zaten NBA kontratlarını ve diğer gelirlerini tamamen telafi etmeleri mümkün değil ancak denizaşırı bir maceraya atılmalarını sağlayacak kadar dolgun ücretleri de kaç takımın verebileceği, üstelik kaç oyuncu için bu bütçelerin harcanabileceği ayrı bir soru işareti.

Söz konusu para olduğu zaman son zamanlarda NBA oyuncularına özel bir ilgi gösteren Çin, İsrail, Türkiye, Rusya gibi ülkelerin takımları ikinci alternatif olmayı başarıyor. Liglerin mücadeleciliği büyük soru işareti olsa da ekonomik açıdan kayıbı tazmin etme konusunda iyi bir seçenek olduğu da ortada. Her ne kadar bir çok büyük yıldız denizaşırı ülkelere gitme konusunda isteksiz olduğunu belirtse de özellikle lokavt lig takvimini etkileyen noktaya geldiğinde ve oyuncuların maaş ödemeleri zamanı geldiği hale ödenmediği zaman bu ülkelerin popülist transferlere meraklı takımları yıldızları takımlarına katmak için daha avantajlı hale gelecektir. Özellikle ülkemiz takımları plansız ve organizasyonsuz yapıları ile bu tarz hamleler yapmaya çok müsait durumda. Sırf hayran olduğu NBA oyuncusunun bir kaç maçını canlı izleyebilmek adına takımının milyon dolarları sokağa atmasına destek çıkan taraftarlarla, D-Will'in ilk ve son olmayacağından emin olabiliriz. Bırakın isimlerden, markalardan ekonomik olarak faydalanabilmeyi, hiç bir sportif başarının ekonomik başarıya dönmediği ülkemizde spor ekonomisini forma ve kombine satışı ile kısıtlı gören zihniyetler spor klüplerini yönetmeye devam ettikçe bu tarz hamlelerin de devamının geleceğinden emin olabiliriz.

Yine de biz ve bize benzer yapıda ülkeler bu tarz transferleri için kısıtlı bütçe ve kadroya sahipler. Ancak ortada sahiplenilmesi gereken çok yıldız var. Denizaşırı ülkelere gitme konusunda oldukça istekli olan ve oyun yapısının basketbol oynanan her türlü gezegende onun muhteşemliğini ortaya çıkarmaya ne kadar müsait olduğunu geçtiğimiz yaz dünya şampiyonasında gördüğümüz Kevin Durant, lokavt uzun sürerse Amerika dışında basketbol oynamak istediğini belirten Lebron James ve Dwayne Wade, özellikle çok sevildiği Çin'den ciddi teklifler aldığı bilinen Kobe Bryant ve daha bir çok büyük NBA yıldızı her an bir takımla anlaştığını duyurabilir. Son günlerde lokavtın tüm sezon sürmesi ihtmalinin çok kuvvetli olduğunun sıkça konuşulmaya başlandığını da göz önüne aldığımızda, denizleri aşmaya karar verecek isimlerin hangi liglere ve hangi takımlara gideceklerini merakla beklemeye devam ediyor olacağız demektir.