Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

1 Mayıs 2012 Salı

Balans Ayarı


Derrick Rose'un talihsiz sakatlığı sonrası hangi noktaya kadar gidebileceği merakla beklenen Bulls'un ilk testi bu gece serinin 2. maçında United Center'da Philadelphia 76'ers karşısında olacak. Bulls her ne kadar Rose'dan mahrum kalarak 27 normal sezon maçına çıkmış olsa da, play-off için yapılması gereken değişiklikler, ayarlar var. Özellikle hücumda yeni bir balans ayarına ihtiyacı var Bulls'un.

İki takım arasında United Center'da oynanan son normal sezon karşılaşmasında Rose kasık sakatlığı nedeniyle oynayamamıştı. Rose yerine ilk 5'te başlayan C.J. Watson'ın 20 sayısıyla sürüklediği maç, savunmaların konuştuğu bir maç olmuş, Bulls maçı 89-80 kazanırken ribaundlarda Phily'e 53-39'luk üstünlük kurmuştu. Bu gece oynanacak ikinci maçta Bulls'un kazanabilmesi için yine savunmasını en üst düzeyde tutması ve ribaundlarda rakibine ilk maçtaki gibi üstünlük kurması şart. Rose'un yokluğunda takımın sayı ortalaması ve şut yüzdesi belirgin bir şekilde düşüyor. Takım Rose sahadayken 100 possession'da 107,6 sayı bulurken, Rose'un yokluğunda bu rakam 102,3'e düşüyor. Şut yüzdesi ise 46,8'den 43,9'a geriliyor. Bunun altında yatan temel neden Rose'un yerine oynayan oyuncunun daha az sayı atması ve daha düşük yüzdeli atması değil. Rose'un sahadaki varlığının diğer oyuncuların işini kolaylaştırması ve ona odaklanan savunmaların zayıflıklarını Bulls'un değerlendirmesi.

Rose'u durdurmak (yavaşlatmak demek daha doğru olur) için pick & roll'lerde sürekli ikili sıkıştırma getirmek zorunda kalıyor takımlar. Özellikle tepede oynanan pick & roll'lerde sıkıştırma sonrası Rose pası Noah'a çıkarıyor. Noah hemen potaya yönelerek yardıma gelen diğer uzunun boş bıraktığı 4 numaraya (Boozer ya da Gibson) pası çıkarabiliyor. Şayet potaya yakın kalırsa savunma bu defa kenarda üç sayının gerisinde bekleyen Korver ya da Deng'e çıkıyor pas. Benzer şekilde kenarlarda gelen sıkıştırmalarda hızlıca topu ters tarafa çevirebiliyor Bulls ve boş şut imkanı bulabiliyor. Rose bir şekilde ikili sıkıştırmayı, iki oyuncunun arasından hızlıca geçerek aştığında ise bu defa 5'e 3 hücum etme şansı bulabiliyor. Tüm bu ve benzer savunma önlemlerinin yarattığı defoları işleyen Chicago'nun hem bulduğu sayılar hem de daha rahat atılan şutlar nedeniyle şut yüzdesi yükseliyor. Benzer şekilde Rose'un içeri penetrelerinde üzerine çektiği uzunların ribaund pozisyonu almasını engellemesi, rakip uzunların pick & roll'lerde ikili sıkıştırma için potadan uzak kalmak zorunda kalması Bulls için çok değerli olan hücum ribaundlarına ve ikinci şans sayılarına imkan sağlıyor. Rose'un yokluğunda tüm bunlardan mahrum kalacak Bulls ve bu avantajlarının kaybını oyunun diğer yönlerine odaklanarak telafi etmek zorunda.

C.J. Watson, Rose'a oranla daha iyi bir şutör ancak (çok doğal olarak) onun kadar iyi bir penetreci ve oyun kurucu değil. Watson özellikle ikili sıkıştırma geldiğinde top kaybı yapmaya müsait bir oyuncu ve topu hızlı dolaştıramıyor. Özellikle top kayıplarının artacak olması 76'ers gibi açık alanda çok etkili bir takımla oynarken öldürücü olabilir. Bulls'un oyun kurucu pozisyonunda kim olursa olsun, maç boyunca topun değerini çok iyi bilerek oynaması şart. Watson ya da Lucas III... Her ikisi de özellikle üç sayı çizgisinin gerisinden yüzdeli atan, skor öncelikli oyuncular. Her ne kadar bu yapı Bulls'da Rose'un skor yükünü üstlenmesinden dolayı onlara uygun gibi gözükse de, gerçekte Rose'un belki de en çok göz ardı edilen play making özelliklerini taşımamalarından dolayı Bulls'u başka bir hücum yapısına itiyor. Bu hücum ilk 76'ers maçında oldukça etkili olan Hamilton ve Korver'ın dip çizgide perdelerden çıktığı, Deng'in daha çok pick & roll oyununa girdiği ve Boozer'ın daha çok sorumluluk aldığı bir hücum. Setler bozulduğunda yine kendi şutunu yaratması Watson ya da Lucas'tan istenecektir ancak özellikle 76'ers gibi takımlara karşı işi o noktaya getirmeden bitirmek önemli. Kalan süreçte Hamilton'ın hem süre hem de şut sayılarının artmasını bekliyorum. İlk maçı da yine çok efektif bir şekilde oynayan Hamilton, Rose'un yokluğunda takımın hücum lideri olma görevini üstlenmeli. Benzer şekilde hem Deng hem de Boozer daha çok şut kullanacak ve daha fazla sorumluluk alacaktır. Iguodala'nın çok iyi bir dış savunmacısı olması nedeniyle Deng'in üretimi nispeten kısıtlı kalacak olsa da, Rose'un yokluğunda genellikle iyi maçlar çıkaran Boozer'ın mutlaka hücum üretimini bir üst seviyeye çıkarması şart.

Rose'un eksikliğini hücumda olduğu kadar olmasa da savunmada da hissedecektir Bulls. Watson, Rose kadar iyi bir savunmacı değil ve oyun kurucu üzerindeki baskı ile başlayan Bulls savunması için 76'ers serisi boyunca kısaların hücumda çok etkili olmaması hayati önemde. İlk maçta özellikle 1 ve 4 numaraların oynadığı pick & roll'lerle çok etkili sayı üretimi sağladı Phily. Bulls uzunları perdeden çıkan kısaya show up sonrası adamına dönmekte geç kalınca Elton Brand'ın maç boyunca boş orta mesafelerini izlemek zorunda kaldık. Her ne kadar Bulls savunması bireylerden ziyade bir takım savunması temelli olsa da, Watson'ın mutlaka kısa üzerindeki baskıyı kurması şart. Ligde oynanan son maçta Jrue Holiday'in 30 sayı attığını hatırlatmakta fayda var. Watson'ın Bulls savunmasının önemli bir parçası olan toplu adamı kenar çizgiye zorlama taktiğini etkili bir şekilde uygulaması, savunma dikkatini hep üst düzeyde tutması gerekiyor.

Takımın en iyi oyuncusundan mahrum çıkıyor olmak psikolojik olarak tamir edilemez bir handikap yaratır. Bulls'un sezon içerisinde Rose'dan mahrum oynaması ve önemli galibiyetler almış olması bu süreçte büyük yardımcı faktör olacaktır. Şehirde ve takımda oluşan duygusal atmosferin sahaya enerji olarak yansıması çok önemli. Kalan maçlarına 76'ers dahil olmak üzere "favori" sıfatından mahrum çıkacak Bulls ve bu durum takımın yapısına daha çok uyuyor. Bulls oyunun her iki tarafında "kısıtlı yapabilirliklerini", enerji ve bitmeyen bir mücadele ile "yerine konamazlara" dönüştüren bir takım. Artık alınacak galibiyetler, geçilecek turlar beklenen başarı olmaktan ve beklentileri karşılamaktan çıktı. Bundan sonra atılacak her adım takımın kendisini tekrar ispat etme savaşına dönecektir.

2009 play-off'larında Luol Deng'ten yoksun çıkılan ve beklentilerin neredeyse sıfır olduğu, belki de NBA play-off tarihinin en unutulmaz, en çekişmeli serilerinden biri haline gelen Celtics serisinde olduğu gibi bundan sonraki süreç de Bulls için bir onur mücadelesi haline gelebilir. Mevcut durumun yaratacağı duygusal yoğunluğun sahaya ne kadar yansıyacağını görebilmek içinse bu maç önemli bir gösterge olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder