Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

12 Nisan 2011 Salı

Doğu Play-Off İlk Tur Değerlendirmeleri


Dün gece oynanan maçlarla birlikte Doğu Konferansında Play-Off resmi netleşti. İlk tur için Bulls-Pacers eşleşmesini biraz daha geniş, diğerlerini ise kısa kısa olmak üzere bir değerlendirelim istedim.

Chicago Bulls (1) - Indiana Pacers (8): Doğu'yu lider tamamlayacak olan Bulls ilk turda Pacers ile karşılaşacak. Bu sezon oynanan 4 maçın ilk 3'ünü Bulls kazanırken tüm maçlarda kontrolü de elinde tuttu. 3. maç sonunda Bulls 110-89 galip gelirken Pacers koç değişikliğine gitti ve takımın başına Frank Vogel'i getirdi. Pacers Vogel ile birlikte daha farklı bir basketbol oynamaya başladı ve Vogel yönetiminde çıktıkları 37 maçta 20 galibiyet aldılar. Bu maçlardan biri de iki takım arasında oynanan son maçtı. Yüksek tempoda geçen maçı Pacers uzatmada kazanırken, Rose 42 sayıyla kariyer rekorunu bir kez daha yenilemişti. O maçta Boozer'ın sakatlığı nedeni ile oynamadığını da hatırlatmakta fayda var.

Üst üste 6 maçlık bir yenilgi serisinden sonra oynadığı 16 maçın 10'ununu kazanmayı başaran Pacers, her ne kadar Vogel ile birlikte farklı bir kimlik kazansa da Bulls'a rakip olabilecek bir takım değil. Öncelikle Darren Collison, Rose savunmasında çok yetersiz kalıyor. Her ne kadar çabuk bir guard olsa da fizik olarak Rose'u savunmak için yetersiz. Son maçta 42 sayı atarken Rose çoğu içeri penetresinde Collison hiç orda değilmiş gibi içeri rahat süzülmüş, bir çok pozisyonda basket faul ile bitirmişti. Pacers'ın Rose için mutlaka özel anlam alacağını tahmin etmek güç değil, ancak yarı sahada trap, ikili sıkıştırma, screen'lerin altından geçme, üstünden geçme, pick n roll'da adam değiştirme vs. bu numaraların hepsini gördü Rose sezon boyunca ve hiç biri Rose'u tamamen saf dışı bırakmaya yetmedi. Üstelik Pacers Rose için özel önlem alacaktır, şüphe yok. Ancak Thibs gibi bir taktik uzmanı bir süredir sadece Pacers için çalışıyor. Vogel şapkasından çok büyük bir tavşan çıkarmadıkça, Rose'un bu seride etkisiz kalacağını ummak hayalcilik olacaktır.

Bulls açısından Pacers'ın en can sıkan kısmı Tyler Hansbrough. Kaybedilen son maçta 29 sayı 12 ribaund ile oynadı. Orta mesafe şutları ile Noah'ın oldukça canını sıkmıştı. Sezon boyunca dış şut kullanan 4 numaralar zaten çok canını sıktı Bulls'un. Hansbrough da onlardan biri. Enerjisi, mücadeleciliği zaten bilinen özellikleri ancak bu konuda Bulls pota altında sıkıntı yaşatmıyor. Onun verdiği sıkıntı orta mesafe şutları. Noah çoğunlukla ribaund etkinliğini azalmasın diye çok dışarı çıkarak savunma yapmak istemiyor. Hansbrough iyi attığı gününde canını yakabilir Bulls'un. Ancak Thibs'in bir süredir bunu sürekli kasetlerde izlediği ve özel bir önlem almayı planladığını biliyoruz. Noah'la Pazartesi günü yapılan antrenmanda özel olarak ilgilenen Thibs, onun eski enerjisini ve zamanlamasını bulmasının takım için ne kadar önemli olduğunun farkında. Noah iyi zamanlarında hem orta mesafe şutunu rahatsız edebilecek, hem de ribaundlarda her zamanki etkinliğini gösterebilecek bir oyuncu, ancak bir süredir sakatlığının ve ritm bulamamasının bir sonucu olarak eski etkinliğinin çok uzağında olduğu da bir gerçek. Bulls'un son maçlarda yaşadığı enerji düşüklüğü ve ribaund etkinliğindeki azalmada, Noah'ın düşüşünün payı çok büyük. O neden Thibodeau'nun Noah'la özel olarak ilgileniyor olması umarım play-off'larda etkisini gösterir. Pota altında sıkıntı yaratabilecek bir diğer oyuncu ise Roy Hibbert. 7 2'lik Hibbert, Pacers hücumları için önemli bir isim ancak onun sorunu da fiziksel mücadeleye çok gelemiyor olması. Pota altından uzaklaştıkça etkisini neredeyse tamamen yitiren Hibbert için baş ağrısı olabilecek isimler ise Kurt Thomas ve Ömer Aşık. Thomas zaten fiziksel mücadele ve sertlik konusunda benzersiz, ancak Ömer de Thomas kadar olmasa da uzun boyu, uzun kolları ve mücadeleden kaçmayan yapısı ile Hibbert'i pota altından caydıracak bir etken olabilir. Benzer şekilde Pacers da Boozer'ı pota altından uzaklaştırmak isteyecektir ancak Boozer'ın Hibbert'tan farklı olarak iyi bir orta mesafe şutunun olduğunu unutmamak lazım.

Tüm bu faktörlerden daha belirleyici eşleşme ise Granger-Luol Deng eşleşmesi. Danny Granger Pacers'ın en iyi oyuncusu. Maç başabaş giderken takımın go-to-guy'ı haline geliyor ve kritik hücumlarda top onun elinde oluyor. Luol Deng'in Bulls için neler ifade ettiğini söylemeye ise gerek bile yok. Bu eşleşmede Pacers'ın, en önemli hücum silahının ligin en iyi 3 numara savunucularından biri tarafından savunulacak olması nedeni ile oldukça canı sıkılacaktır. Üstelik Granger hücum etkinliği düşerken işin savunma yönünde de çok başarılı bir oyuncu değil ve Deng'in hücum katkısı yaptığı maçları Bulls çok daha rahat kazanıyor. Pacers maçlarında bu sezon yaklaşık 20 sayı ortalaması olan Deng benzer katkıyı play-off'larda da vermeyi başarırsa Bulls için işler çok daha kolaylaşacaktır. Granger, Vogel kısa 5 tercih ettiği zaman 4 numaraya kayabiliyor, ancak benzer durum  son zamanlarda pek kullanmasa da Thibs için de geçerli. Boozer'ın yokluğunda özellikle maç içerisinde 4 numara da oynamak zorunda kalan Deng, her iki pozisyonun savunma gerekliliklerini bilen bir isim. Takımınızın en iyi dış savunmacısının rakip takımın en önemli hücum oyuncusunu tutacak olması, maç öncesi içinize oldukça su serpen bir durum olmalı.

Son olarak oyun felsefelerine baktığımız zaman Bulls sezon boyunca play-off tipinde bir oyun oynarken Pacers'ın daha tempolu bir basketbolla başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Play-off'larda tempo doğal olarak düşer ancak Pacers'ın tempoyu yüksek tutmak için elinden geleni yapacağından da emin olabiliriz. Bulls savunmasının bir kere yerleştikten sonra herkes için geçmesi çok zor bir duvar haline geldiğini bilen Vogel, takımının daha etkin olduğu yüksek tempo için bastıracaktır ancak Bulls'un oyunu yavaşlatmak konusunda Pacers tarafından çok zora sokulacağını zannetmiyorum. Herşeyden önce Thibodeau play-off atmosferini çok iyi bilen, çok taktisyen bir koç. Oldukça hatrı sayılır bir süredir Pacers üzerinde çalışıyor. Bulls kazanması gereken maçlarını çoğunu kazandı bu sezon, çünkü Thibs ne zaman özel bir şeyle gelse bu taktikler galibiyetlere dönüştü. Play-off'larda 7 maçlık bir seride koçluk çok daha ön plana çıkacaktır ve bu alanda da Bulls'un önemli bir avantajı olduğunu kabul etmek gerek.

5 maçtan daha fazla uzamayacağına emin olduğum bu seriyi Bulls'un 4-1 ile geçeceğini tahmin ediyorum.

Miami Heat (2) - Philadelphia 76'ers (7): Sezonun süpriz takımı 76'ers son dönemde aldığı yenilgiler ve Knicks'in artan performansı ile altıncı sıradaki yerini New York'a kaptırdı ve kendileri için çok daha uygun bir rakip olan Celtics yerine ilk turda Heat'e rakip oldu. Miami için sezon oldukça çalkantılı, inişli çıkışlı geçti. Onların beklentilerin altında kaldığı en önemli konu önemli takımlara karşı maç kazanma konusunda sıkıntıları ancak bununla beraber diğer maçları kazanırken ise genelde pek zorlanmadılar. 76'ers beklentileri aşarak Doug Collins'in muhteşem koçluğu ile her ne kadar korkutucu bir takım haline gelse de son dönemde yaşadıkları düşüş, ilk turda dişli bir rakip olup olmayacakları hakkında akıllarda soru işaretleri bıraktı. Miami ise 5 maçlık yenilgi serisi sonrası oldukça iyi bir formda. Boston'ı Miami'de adeta küçük düşürerek yenerken play-off'lar öncesi istedikleri havayı ve özgüveni yakalamış görünüyorlar.

İki takımı karşılıklı eşleştirdiğiniz zaman 76'ers'ın Boston yerine Miami ile eşleşmiş olmaktan dolayı oldukça üzgün olduklarına emin olabilirsiniz. Miami'nin bir çok zaafı olduğu ve çok güçlü yanları olduğu ortada. Sorun şu ki Philly ne Miami'nin zaaflarından faydalanabilecek oyuncu ve yapıya sahip, ne de Miami'nin güçlü yanlarını güçsüz kılabilecek. Sonuç olarak Miami Heat'ın 4 maçta 76'ers'ı süpüreceğini tahmin ediyorum.

Boston Celtics (3) - New York Knicks (7): Knicks için Heat'in çok daha iyi rakip olduğunu düşünüyordum ancak Boston'ın tepe taklak düşüşü ile birlikte kafamdaki soru işaretleri arttı. Boston'ın tabii ki play-off'larda bu kadar kötü oynamayacağına eminim, ancak bir süredir yaptıkları gibi performanslarını bir kademe değil iki üç kademe düşürdüler ve buradan tekrar eski seviyede basketbol oynayabileceklerinden çok emin değilim. Knicks takas sonrası derinlik kaybetse çok önemli iki skoreri play-off'larda silahlıklarında bulunduruyorlar. Üstelik onlardan bir tanesi olan Carmelo Anthony, yakın geçen maçların sonunda takımınızda olmasını isteyebileceğiniz en önemli skorerlerden biri. Boston'da Shaq'in play-off'larda döneceği söyleniyor. Ne kadar sağlıklı olur, ne kadar sahada kalır bilemiyorum ancak Shaq düzenli dakikalar alabilirse Knicks, pota altında sıkıntılı bir süreç yaşayabilir. Kolay sayı bulmak adına genelde hızlı hücumlar seven Boston'ın Knicks karşısında tempoyu mümkün olduğunca yavaşlatmak isteyecek olması onları biraz kısıtlayacaktır. Ancak Boston'da Perkins takasından sonra oluşan duygusal travmanın play-off'lara taşınıp taşınmayacağı asıl belirleyici unsur olacaktır. Rondo kadar Ray Allen'ın da ciddi bir düşüşte olduğunu göz önüne alırsak Boston'ın çılgınca gelen New York hücumlarına karşılık vermesi için her iki ismin beraber toparlanmasının şart olduğunu söyleyebiliriz.

Her iki takım için de serinin kaderinin maç temposunda saklı olduğunu düşünüyorum. New York hücumda oldukça hızlı top kullanan bir takım, bu da iyi savunmacı takımların işini zorlaştırıyor. Savunma oturmadan, eşleşmeler tam oluşamadan gelişen hücumları durdurmak yaşlı bir takım için sıkıntılı olacaktır. Bununla birlikte Knicks savunmasının normal sezon boyunca yokları oynadığını göz önüne alırsak Boston'ın sayı bulma konusundaki sıkıntısı sabırlı hücumlarla, potaya giden oyuncularla son bulabilir. Bu da seri ilerledikçe Boston'ın özgüven ve hava yakalaması anlamına gelecektir. 6 veya 7 maçtan önce bitmeyecek bu seride son gülenin Boston olacağını tahmin ediyorum.

Orlando Magic (4) -  Atlanta Hawks (5): Atlanta sezon başından bu yana bir çok problemle uğraşmak zorunda kaldı. Kadro olarak aslında oldukça iyi oyunculara sahipler ancak takım kimyası yerlerde. Birbirlerine güvenmiyorlar ve takım havası neredeyse hiç yok. Bir çok oyuncu sezon bir an önce bitsin diye dua ediyordur. Gece gece bir kaç özel durumla ekstra konsantre oynadıkları maçları kazandılar. Hinrich'in gelmesi ile oyun kurucu ve oyun zekası açıklarını kapadıklarını düşünüyorum. Orlando'nun oynayacağı basketbol, motivasyonu zaten belli. Belirleyici olan Atlanta'nın isteği, arzusu ve oynama hırsı olacaktır.

Normal sezonda zor zamanlar geçirmiş olsalar da play-off'lar Hawks'lılar için tekrar bir araya gelmek adına bir sebep olabilir. Şayet bu gerçekleşmez ve kafalarına göre oynadıkları oyunu oynamayı sürdürürlerse Orlando seriyi süpürür. Atlanta bir şekilde kafa olarak seride kalmayı başarırsa Orlando'dan en az 2 maç alır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder