Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Maçın Hikayesi: Üç Adam


Maçın hikayesi yukarıdaki üç adam. Sırtı dönük olan medyanın maçın yıldızı seçimi. 6 numaralı ise bana göre maçın en efektif oyuncusuydu. Üçüncü nerde diye soruyorsanız; sol alt köşede, arka planda kalmış Noah'a dikkat etmediniz demektir.

Her ne kadar 34 sayıyla bir kez daha maçın en skoreri Bosh olsa da Heat için gerçek hikaye Lebron'du. Maçın başından itibaren hücumları çok iyi organize etti. Bulls savunmasının riske ettiği Bosh'u maç boyunca çok iyi besledi, tıkanan hücumlarda çok yerine şutlar, çok ihtiyaç olunan sayılar buldu. Bulls'un X faktörü Luol Deng'i çok iyi savundu. Ve hatta pota altında bir PF gibi zaman zaman getirdiği yardımlarla Bulls oyuncuları için pota altını caydırıcı hale getirmeyi başardı. Wade'in yokları oynadığı gecede Heat'in attığı 96 sayının çok büyük bir kısmında direk ya da dolaylı olarak imzası vardı. Chris Bosh, Lebron ve Wade için uzundan gelen yardımları ilk maçta olduğu gibi bu maçta da iyi değerlendirdi ancak bu kez farklı olarak Noah'la kaldığı birebirleri de bitirmeyi başardı. Orta mesafeden çok rahat şut soktu. Seride beklenmedik şekilde Heat'in en skorer oyuncusu durumunda.

Heat kısa 5'le sahada kaldığı sürece Noah'ın Bosh'u tutacağını düşündüğüm için Bosh'un bu kadar etkili olacağına hiç ihtimal vermiyordum. Aslında Lebron ve Wade'in toptan vazgeçmesini sağlamak adına biraz da abartı bir yardım ve ikili sıkıştırma savunması gelince Bosh'un attığı sayıların artması doğal. Önemli olan Lebron'u ve Wade'i bir şekilde oyun dışı bırakmak, ritmlerinin dışına çıkarmak ve maçın en kritik bölümü olan son 5-6 dakikaya soğuk girmelerini sağlamak. Çünkü artık bu bölümde ikili sıkıştırma yapmayı bırakıyor Bulls ve eğer Lebron ve Wade iyi bir maç çıkaramamışlarsa Heat'in hücumu çok kısıtlanmış oluyor.

Tabii Noah'ın saha dışı olayları ile aklını bir kenarda bırakmamış olduğunu varsayarsak. Üstelik Rose'un kötü bir maçtan sonra pek de beklenen dönüşü sağlayamadığı bir gecede. Noah için ayrı bir parantez açacağım fakat sırası gelmişken MVP'nin bende yarattığı hayal kırıklığına biraz değinmek istiyorum.

Rose'u benim için özel kılan bir çok özelliği var. Bunlardan en farklı ve benzersiz olanı ise doğru kararlar verebiliyor olması. Rose attığı sayıya, yaptığı asiste, ya da popülaritesini etkileyecek faktörlere bakmaksızın takımı için doğru olan neyse onu yapmaktan çekinmeyen bir oyuncu. Ve şutu girmese de, top kayıpları yapsa da doğru kararları vererek oyunu okumayı başarabilen bir isim. Son iki maçtır Rose'daki en büyük düşüş karar verme konusundaki hataları. Bunda hücumdaki bazı tercihlerin de etkisi olsa da, Rose'un özellikle mental anlamda bir düşüş içinde olduğunu da kabul etmek lazım. Özellikle üçüncü maçta çok daha agresif, istekli ve etkili olmasını beklediğim Rose'un oyunun son bölümünde yaptığı hatalar, tüm sezon verdiği yanlış kararların toplamını bulmuştur.

İlk iki seriden çok da farklı bir tablo yok aslında onun için. Hatta Miami'nin belirli noktalarda onun için daha rahat olduğunu bile söylemek lazım. Pick n roll sonrası gelen ikili sıkıştırma ve Rose'un drive kanallarının önüne atılan bedenler.(Korku filmi ismi gibi oldu) Özellikle Noah'ın tepeden dağıttı pasları kullanabilmek için Jo'yu kullanıyor Bulls screen için. Fakat sorun şu: bu artık o kadar otomatik bir hal aldı ki, Rose doğru oyunu oynamak adına toptan hemen vazgeçerek yanlış kararı vermiş oluyor. Bir çok pozisyon Bosh ya da Joel tam olarak çıkmamasına rağmen Rose hemen pası atarak toptan vazgeçiyor. Seri boyunca bir kez bile dengesizce çıkan uzuna çarparak faul almadı, köşeyi dönüp birden dengesizleşen savunmaya saldırmadı. Bunları yapamadığı için değil, tüm sezon bunları çok iyi yapabilmiş olduğunu bildiğim için hayal kırıklığına uğruyorum. Sorun Rose'un mental olarak özellikle ikinci maçta yaşadığı kolay pozisyon bitirememe probleminin devam ediyor olması. Kaçıracağı korkusuyla agresifliğinden vazgeçen Rose takımı çok daha büyük bir buhrana itiyor. Onun peşine taktığı savunmacıların arkada bıraktığı boşlukta hücum ribaundlarını toplayan, tiplerle sayılarını bulan Noah, tepede top dağıtma işini bir kaç kez efektif yapabilse de, kendisi ve takım için çok değerli olan tip'leri ve put back'leri yapamadığı için bir türlü oyuna giremiyor. 

Maç dışında yaşadıkları ile ilgili konuşmak istemiyorum, her ne yaşanmış olursa olsun Noah'ın bu kadar düşük enerji ile sahada olmasının kabul edilebilir bir yanı yok. Noah'ı 8 haneli kontratı hak eden bir oyuncu yapan şey enerjisi ve hırsı. Takım için değerli olan tüm katkısının ana beslenme kaynağı olan enerji ve hırs yerine olmadığı zaman Noah avantajı dezavantaj haline geliyor. Zaten 2 numaradan skor katkısı alamayan takım Deng'in Lebron duvarına çarptığı bir rakibe karşı skor üretemeyen bir pivotla oynamak zorunda kalıyor.

Rose'un etkisizliğine sebep olan pick n roll hücumlarında gelen ikili sıkıştırma ve Rose'un hemen toptan vazgeçmesi biraz da Thibs'in hücum tercihlerinde ısrarı ile öldürücü hale gelmeye başladı. Özellikle Bibby sahadayken Rose için screen getirmenin hiç bir anlamı ve gereği yok. Rose birebirde zaten kolay kolay tutulabilecek bir oyuncu değil. Isolation hücumları ile Bibby'i Rose'la başbaşa bırakmak varken, uzunla ikili sıkıştırmaya tekrar tekrar maruz bırakmakta bu kadar ısrarcı olmaya gerek yok. Lebron ve Wade ikili sıkıştırma geldiğinde Bulls'un pas kanallarını agresif bir şekilde kapatıyorlar ve Chicago bu anlık savunma zaafından oldukça düşük oranlı bir şekilde faydalanabiliyor. Durum böyleyken Rose'u perde getirmeden birebir oynatmak çok daha bir tercih olabilir. Benzer şekilde ilk maçta verimli kullanılan Rose ve Korver pick n roll oyununun 2. ve 3. maçta hiç kullanılmamış olması da düşündürücü.

Bulls hücumlarını kısırlaştıran bir diğer ikilem ise maçın temposunda. Bulls, Heat savunması yerleşmeden transition hücumları ile kolay sayılar bulmak istiyor. Zaman zaman bu işe de yarıyor fakat özellikle sayı bulamadığı zaman Bulls hücumun kalanını pas trafiği ile geçirmek yerine, acele ve dengesiz atışlara yöneliyor. Heat savunmasının yarattığı en büyük sıkıntı Bulls'un pas kanallarını tehdit ederek top hareketliliğini minumuma indirmiş olması. Benzer durum Heat için de geçerli fakat onların avantajı oyun yapılarının bu durumu kaldırıyor olması ve Lebron'un point forvet pozisyonunda oynayabiliyor olması.

İşin basketbol kadar önemli bir diğer parçası da psikolojik faktörler. Miami ilk maçla birlikte bu sezon oynadığı 4 maçta hiç bir galibiyet alamamasına rağmen serinin ikinci maçını kazanarak çok önemli bir psikolojik eşikten atlamayı başardı. Rakibini ilk kez yenmekle kalmadı, aynı zamanda saha avantajını ele geçirdi, seride durumu eşitledi. Ve belki de en önemlisi Bulls'u öyle bir güven bunalımına itti ki, geriye kalan hiç bir şey bu faktör kadar etkili olamaz. Ne yaşanırsa yaşansın Bulls savunması belirli bir seviyenin altına zaten inmiyor fakat Bulls hücumlarını bir şekilde sekteye uğratabilirseniz, o savunmanın karşılığını almasını engelliyorsunuz takımın. İşte o faktörlerden biri de güven. Bulls güvenle attığı zaman yenmesi çok zor bir takım oluyor fakat güveni kırıldığında takımın hücum opsiyonları çok kısıtlanıyor. Üçüncü maçta tek bir oyuncu hariç tüm takımın güven bunalımı sürmeye devam ediyordu. İstisna isim ise Boozer oldu. Bu maça da berbat başlasa da kenara geldikten sonra tekrar oyuna girmesi ile birlikte bir anda beklenen Boozer oldu ve bu sezon play-off'lardaki en iyi maçını oynadı. Her ne kadar hala bitirişi ile ilgili sıkıntılar yaşasa da Deng ve Rose'dan gelen üretimin iyice kısıtlandığı dönemde verdiği hücum katkısına takımın çok ihtiyacı var. Boozer üretince hem skor katkısı yapıyor, hem de savunmanın biraz daha üzerine gelmesini sağlayarak diğer oyuncular için işleri kolaylaştırıyor. Booz üzerindeki güven problemini tamamen atmış bir şekilde 4. maçı da böyle oynayabilirse en başından itibaren, Bulls'un kazanmak adına şansı çok daha artar.

Chicago'da tersine dönen rüzgar Miami'de de Heat'in arkasında esmeye devam ediyor. Üstelik şimdi her zamankinden daha güçlü. Bir maçla tersine dönen rüzgar bir kez daha dönebilir. 4. maçı kazanmak ve 5. maç için United Center'a 2-2 eşitlikle gitmek avantajın tekrar Bulls'a geçmesini sağlayacaktır. Fakat kaybetmek demek işlerin artık içinden çıkılmaz bir hale gelmesi demek ki, bunu henüz evinde play-off maçı kaybetmemiş Miami Heat de çok iyi biliyor ve çok istekli, çok agresif bir şekilde kazanmak için sahaya çıkacaklar. Güzel haber ise bu kez bu büyük heyecan için 4 gün beklemek zorunda kalmayacak olmamız.

2 yorum:

  1. plyofflarda 1 maç her şeyi değiştirebilir. heat, bulls'a göre daha tecrübeli bir takım. bu gel gitlerden daha az etkileniyorlar. aslında bulls dördüncü maçı kazandığı anda tekrar favori konumuna gelecek ama ikinci maç onları çok yıpratmış. thibs'in şapkadan bir tavşan daha çıkartmaya ihtiyacı var gibi gözüküyor, takımı motive etmesi için.

    YanıtlaSil
  2. Sadece maçlarla değil maç içinde bile momentum çok sık değişebiliyor. Bu geceki maç çok belirleyici olacak.

    YanıtlaSil