Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

25 Ekim 2010 Pazartesi

Nihayet Başlıyoruz...

Yazmanın beni ne kadar rahatlattığını fen lisesinde akşam saatlerinde yapılan zorunlu etütlerde farkettim. Beni deli gibi sıktığı için ders çalışmamak adına türlü saçmalıklarla uğraştıktan sonra nihayetinde tamamen zaman geçirme adına yazmaya başladığım bir roman denemesi ile yazmak hayatımdaki o büyük yerini almış oldu. 
Sağolsun çevremdekiler çok anlayışlı insanlar olsa gerek, bu zamana kadar kimse çıkıp niye yazıyorsun diye sormadı. Ancak bir gün olur da biri bana bu soruyu sorarsa ona Orhan Pamuk’un nobel ödülünü aldığı zaman yaptığı konuşmada geçen şu muhteşem söz ile cevap veririm:




“Onu ancak değiştirerek gerçekliğe katlanabildiğim için yazıyorum.”

Aslında ciddi anlamda yazmaya lisede başlamış olsam da yazım hayatıma dair en eski kaynaklar ilkokul çağıma kadar uzanmaktadır. İlkokulda tutmaya başladığım günlük şahsıma ait ulaşılabilecek en eski yazındır. Sevgili günlük hitabeti ile başlayan  günlük yazılarımı daha sonraları uzun seneler yazdım. Farklı dönemlerde ihmal etsem de üç dört sene öncesine kadar halen yazmaya devam ediyordum. Ancak aşklarımdan, basketbol performansımdan, mutsuzluklarımdan ve mutluluklarımdan bahsettiğim yazılar beni doyurmamaya başladı. Zaman zaman hayata dair düşüncelerimi de ölümsüzleştirmek istiyordum. Kimi zaman sadece bir cümle yazmak, kimi zaman şiirlerimi kayıt altına almak istiyordum. Üstelik o dönemler fakülte forumunda paylaştığım bir takım deneme türü yazılar da çok güzel tepkiler almıştı ve bu tepkiler beni daha fazla yazmaya teşvik ediyordu. Dolayısıyla sadece yazmak değil, bu yazdıklarımı da paylaşmak, insanlardan geri bildirimler almak istiyordum. 
Yazarı olduğum güzide oluşum ekşi sözlük aslında bu konuda bir parça da olsa  bana imkan tanımış olsa da gerek yazıları formata oturtmak, gerek uygun başlıkları bulmak, gerekse sözlüğün sonsuz derinliğinde bazı güzelliklerin kaybolup gitmesi gibi bir takım sıkıntılar nedeni ile daha farklı bir arayışa ittim kendimi. Tüm bu ihtiyaçlarımı karşılayan şey ise kişisel bir internet sitesi, hatta bir blog sitesi idi. Aslında bu gerçeğin uzun süredir farkında olsam da uzun zamandır çeşitli sebepler (bahaneler) nedeni ile ertelediğim bu projeyi sonunda farklı tesadüflerin de bir araya gelmesi ile hayata geçirmeyi başarabildim. Demek ki neymiş, işsizlik her zaman kötü sonuçlar doğurmuyor. 
Tabii site kişisel bir günlük sitesi olmayacak. Aslında şeklinden, şemalinden de anlaşılabileceği gibi ağırlıklı olarak en büyük tutkum olan basketbol hakkında yazılar karalamaya çalışacağım. Bu bağlamda sitenin salt bir basketbol sitesi olmaması adına siteyi kendi adımı taşıyan bir başlık altında düzenlemek de kasıtlı bir hamleydi. Basketbolun yanı sıra yine çok sevdiğim futbolla ilgili yazılar, çeşitli konularda edebi denemeler, şiirler, diyaloglar... Kısacası bu sitede farklı farklı yerlerde yazdığım yazıları tek çatı altında toplayacağım. Elimden geldiğince siteyi güncel tutup, sıkça yeni yazılar göndermeyi hedefliyorum. 
Gerek site içeriği, gerek tasarım, gerekse site ile ilgili her konuda bana ulaşarak geri bildirimde bulunmanız beni çok mutlu eder. Yazmak çok kişisel, paylaşmak ise çok kollektif. Yazdıklarımın bir yerlerde birilerine ulaşıyor olduğunu bilmek beni her zaman çok mutlu etmiştir.
Keyfli zaman geçirmek dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder