Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

13 Kasım 2010 Cumartesi

Mersin Bşb: 64 - Tofaş: 59


Sonunda Mersin Bşb. galibiyetle tanıştı. Böyleyikle Beko Basketbol Ligi’nin galibiyet yüzü görmemiş takımı kalmadı. Aslında ilk yarı bittiğinde ne benim, ne de Edip Buran Spor Salonu’nu dolduran kalabalığın galibiyete dair pek ümidi yoktu. Ne olduysa üçüncü çeyrekte oldu ve arkası da geldi.

İlk yarı boyunca İlkan Karaman’ın pota altı sertliğine pek direnç gösteremedi Mersin. Dış şutlarda zaten sıkıntı yaşayan takımda potaya gitmeyi de kimse düşünmeyince bir çok hücum son iki-üç saniye kalan yapılan sallama atışlarla neticelenmek zorunda kaldı. Zaten delici oyuncu sıkıntısı çeken takımda hücumlar durağan hale gelince ilk yarı feci bir skor olan 27-23 Tofaş üstünlüğü ile geçildi. Tofaş’ın kadrosunda sadece 3 yabancı olduğunu ve bir kaç tecrübeli isim hariç çoğunlukla genç oyunculara şans verdiğini göz önüne alırsak böyle bir takıma karşı kendi evinde bu skorun neden feci bir skor olduğunu daha rahat anlatabiliriz. Ancak temel sıkıntı savunmada değil, hücumdaydı. İlk çeyrekte 14, ikinci çeyrekte de 13 sayı yiyen takım, ilk çeyrekte sadece 10, ikinci çeyrekte ise 13 sayı bulabildi.

Ancak ne olduysa üçüncü çeyrekte oldu. Nihat İziç’in dış şut atmakta zorlanan Mersin’e karşı alan savunmasına geçme kararı zaten pota altında sinmiş olan Mersin’in ekmeğine yağ sürdü. Adam adama savunmada topu dışardan dolaştırıp duran, fakat bir türlü boş adamı bulamayan Mersin, alan savunmasına karşı topu iyi çevirmeye başlayınca boş atıcıları buldu ve üçlükler bir anda yağmur gibi yağmaya başladı. Mersin Bşb., Andrej Stimac ile üst üste iki tane, arkasından miss match up yakalayan Hakan Köseoğlu ve Nedim Yücel’in çeyreğin sonunda attığı üçlüklerle bu çeyrekte 19 sayı üretmeyi başardı ve son çeyreğe 42-41 önde girdi. Son çeyrekte de üçüncü çeyrekte arkasına aldığı ivmeyi sürdüren takım bir ara farkı 10 sayıya kadar çıkardı (55-45). Maçın son bölümlerinde Tofaş’ın tecrübesizliğinden de faydalanan Mersin böylelikle ilk galibiyetini almış oldu.

Erdemir maçına göre ilgi biraz daha azdı bu maça. Bu galibiyete takımın çok ihtiyacı vardı. Reese’in de yokluğunda Hakan oyun kurucu pozisyonunu Grier ile paylaşmak zorunda kaldı. Christmas yine çemberi dövdü ve deplasmandaki iyi oyununu bir kez daha Mersin seyircisine izletemedi. Takımda olumlu tek gelişme maç sonucu ve Stimac’ın bu takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunun bir kez daha öne çıkması oldu. Mersin hala çok durgun hücum eden bir takım görünümünde. Hücumdaki tıkanıklığa çare olacak yapıda bir oyuncu ne yazık ki yok. Hakan eski Hakan değil ve Christmas da kötü attığı günlerde oyundan kopuyor. Grier zaten acayip şut stili ile o yaraya çare olacak yapıda bir oyuncu değil. Stimac ise akıllı bir oyuncu. Saha içerisinde Amerikalılara nazaran çok daha akıllı bir oyun oynuyor ve çok daha doğru işler yapıyor. Ancak o da yapı olarak sistem içinde var olabilecek bir oyuncu. Burada görev koç Mete Babaoğlu’na düşüyor. Stimac’ın mutlaka oyun setlerinde bitirici rolünde olması gerekiyor. Christmas hırslı bir oyuncu ama takıma yararlı olamadığı zaman zarar vermeye başlıyor. Bu gece ise ilk yarıda çok kötü şut attı ama en azından savunmadaki hırsı takımın kolay sayı yemesine bir kaç pozisyonda engel oldu ve diğer takım arkadaşlarını da ateşledi. Son olarak maçın ve takımın en skorer ismi Nedim Yücel’den bahsetmek lazım. Under-sized olmasına rağmen ve pota altında özellikle İlkan Karaman’dan bir hayli sertlik görmesine rağmen maçın sonuna kadar oyunun içinde kalmayı başardı. Çok kritik 2 üçlük attı. Serbest atışlardan da 9 sayı çıkardı. Takımın onun hücum gücüne çok ihtiyacı var. En önemlisi de ne yapıyorsa çok gösterişsiz yapıyor. Sessiz sedasız bir bakıyorsunuz 20 sayıya ulaşmış.

Tofaş takımında ise İlkan Karaman’ı özellikle ilk yarıda çok beğendim. İkinci yarı nedensizce geri adım attıysa ve sahada yokları oynadıysa da takımın özellikle ilk yarıda saha içi lideriydi. Jason ise çok enerjik bir guard. Boş kaldığında çok iyi şut atıyor ama çok kısa boyu nedeni ile zaman zaman şutunu yaratmakta zorlanıyor ve içeri penetrelerinde aldığı darbeler ile dengesi çok bozuluyor. Maçın son bölümlerinde Tofaş’ı yeniden maça ortak eden oydu. Ancak sonunu getiremedi. Tofaş’ın en büyük talihsizliği ise bana göre koç Nihat İziç. İki hafta önce Mersin’e maç kaybettiren alan savunması ısrarının kurbanı bu akşam o oldu ama takıma asıl zararı  kenardaki agresifliği ile veriyor. Çoğunluğu genç oyunculardan oluşan bu takımın Nihat İziç yapısındaki bir koçla işi zor. Kenarda durmadan oyuncularına bağıran ve kızan bir koç ile genç oyuncuların korkusuzca oynamalarını beklemek hayal. Bomboş kalsalar bile şut atmaktan çekiniyorlar. İlkan’ı da boş kaldığı bir pozisyonda kullandığı üçlük sonrası azarlayarak oyundan düşüren yine Nihat İziç’ti bence.

Gelecek hafta çok zor bir deplasman olan Galatasaray Cafe Crown maçına çıkacak Mersin Bşb. Kazanmak çok zor ancak düşük farklı ve yakın geçecek bir maç gelecek için ümitlenmesini sağlayabilir takımın. Bu maç hedef bir maç değil belki ama oyununu geliştirmek zorunda olan bir takım olarak Mersin'in Galatasaray'a mutlaka direnç göstermesi gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder