Navbarı Gizle / Navbarı Göster

Ana Menü

11 Kasım 2010 Perşembe

Panathinaikos: 84 - Efes Pilsen: 61



Maçın tamamını özetleyen bir an ile başlamak istiyorum. İlk yarının bitimine yaklaşık 1 dakika 10-15 saniye civarlarında Diamantidis bir alley-hoop pası attı. Pası hiç bir oyuncu alamadı ve top panyaya çarpıp Efes boyalı alanına düştü. O sırada o havuzda savunma yapan 3 Efes’li oyuncu arasından o boş topu bilin bakalım kim aldı? Evet bir Panathinaikos’lu oyuncu aldı topu ve hücumun devamında sayıyı bulmayı başardılar.

Şunu kabul etmek gerekiyor ki Atina deplasmanı kazanmanın çok zor olduğu bir deplasman. Panathinaikos kendi sahasında çok iyi savunma yapan bir takım. Salonu basketbolu çok iyi bilen bir seyirci topluluğu dolduruyor ve maçın hakemlerini kısa sürede etkisi altına almayı başarabiliyorlar. Pana lobisi zaten Avrupa’da kuvvetli. Ancak tüm bunlara rağmen bir hedef takımı iseniz böyle silik ve karaktersiz bir oyun oynamaya hakkınız yok.

İkinci çeyreğin başlangıcından bitimine yaklaşık 2 dakika kalana kadar  23-7’lik bir seri yedi Efes Pilsen. Bir zamanlar savunması ile tüm Avrupa’da nam salmış Efes Pilsen’den bahsediyoruz. Rakip kim olursa olsun, hangi saha ve hangi şartlar olursa olsun, bir Euroleague maçında yaklaşık 8 dakikada 23 sayıya izin veriyorsanız, büyük hedeflerin takımı olduğunuza kimseyi inandıramazsınız. Kalan iki dakikada 3-10’luk bir seri ile Efes Pilsen farkı 12’ye indirip ikinci yarı için biraz ümit vermişti aslında. Çünkü bu sahada kazanmak kadar kaybederken fazla sayı farkı yememek de çok büyük önem taşıyordu. Ancak ikinci yarı sahada adeta ne yaptığını bilmeyen bir Efes Pilsen vardı ve üçüncü çeyrekte 20-11’lik skorla farkın açılmasına engel olamadı.

Daha önce de yazdığım gibi bu takımın dümeninde Kerem Tunçeri var. Ancak takım ona o kadar bel bağlamış durumda ki, biraz oyunun dışında kaldığı zaman Efes Pilsen de sistemsiz ve lidersiz kalıveriyor. Rakocevic müthiş bir skorer olmasına rağmen Efes Pilsen’in tüm sistemini dinamitleyen adam adeta. Zaman zaman o kadar sorumsuzca şeyler yapıyor ki, anlamak mümkün olmuyor. Bir koç için gerçekten çok zor bir oyuncu o. Kenarda oturtsanız ayrı dert, sahada tutsanız ayrı dert. Ancak Rakocevic kumarını oynayacak bir takım değil Efes Pilsen. Büyük hedeflere koşmak istiyorsanız Rakocevic gibi oyuncularla bunu başaramayacağınızı görmek zorundasınız. Kerem Tunçeri’nin bu takım için ne kadar önemli olduğunun zaten Panathinaikos maç öncesi farkında olduğunu verdikleri demeçlerde ortaya koydular. Nitekim ona aldıkları özel önlemle Efes Pilsen’i daha maçın başında rayından çıkartmayı başardılar. Efes maç boyunca hücumda istediklerini hiç yapamazken, savunmada Diamantidis’in özellikle çok kötü ilk yarısına rağmen 84 sayı yemeyi engelleyemediler. 2. 3. ve 4. çeyreklerde Pana 26-20 ve 23’er sayı bularak farkın açılmasını sağladı. Efes Pilsen ise çok kötü oynadığı ilk ve üçüncü çeyrekte 12  ve 11’er sayı bulabildi ancak. İkinci çeyreğin son iki dakikasındaki seri olmasaydı, maç çok daha utanç verici bir skorla bitebilirdi.

Bir oyuncunun tamamen devre dışı kalması ile (Kerem Tunçeri 0 sayı, 0 asist, 3 top kaybı) Efes Pilsen teslim bayrağını çekecek bir takım olmamalı. Fenerbahçe Ülker ile aradaki farkın açılmasını istemiyorsa Efes Pilsen’in mutlaka çok daha rekabetçi ve üst düzey bir kadro kurması şart. Şu an kadro derinliği ve kadro kalitesi açısından arada çok ciddi bir fark var. Efes Pilsen artık çok silahlı bir takım olmaktan çıktı ve savunulması kolay bir takım haline geldi. Ender Arslan ve Wisniewski her ne kadar rakamsal olarak iyi gözükseler de Kerem Tunçeri’nin bu takım için önemini daha da arttırır nitelikte bir oyun anlayışına sahipler. Her iki oyuncu da zaman zaman kontrolden çıkıyorlar. Efes Pilsen savunması ise gerçekten çok yetersiz ve dağınık. Panathinaikos’un kullandığı 2 sayılık atışlarda bulduğu yüzde 61’lik isabet oranı, Efes Pilsen’in savunmada ne kadar yetersiz ve yumuşak kaldığının en büyük göstergesi.

Bu sezon bu kadro ile Euroleague’de başarılı olması çok zor Efes Pilsen’in. İşler kısa vaadede iyiye gidecek gibi görünmüyor. Köklü değişiklikler şart.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder